Vali Ekici, ziyaret ve programlarına hafta sonunda da devam etti
Satrancın şampiyonları madalyalarını aldı
Öğrenciler Başsavcı ve Savcı oldu
Bayramın keyfini doyasıya çıkardılar
Bu yazı 04 Ağustos 2015, Salı 09:47:30 tarihinde eklendi. 570 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

GÜNÜMÜZÜN EN ZAVALLI KELİMESİ “BARIŞ” -

GÜNÜMÜZÜN EN ZAVALLI KELİMESİ “BARIŞ”

Zaman zaman anlatırım. Tiyatro tarihimizin en renkli isimlerinden “Dümbüllü İsmail” vardı. Onun bir Yahudi tiplemesi rolü olurdu. Yahudi rolündeki adam rakibini hem döver, hem de vururken avazı çıktığınca bağırırdı “Yetişin, komşular adam öldürüyorlar.”  Yani hem vuran kendisi hem ağlayıp feryat eden komşuları yardıma çağıran yine kendisi.

O günlerde bu sahnenin ne manaya geldiğini pek de anlamazdık.  Zaman geçti. Siyonizm ve uşaklarını tanıdıkça rahmetli İsmail Dümbüllü’nün ne demek istediğini anladık. Yeryüzünde ne kadar cani ne kadar kan dökücü ne kadar vampir ne kadar hain varsa hepsinin ağzında “BARIŞ” kelimesi. Bu kelime ne kadar zavallı, ne kadar istismara uğrayan bir kelime oldu. şimdi ben kimin ağzından bu kelimenin çıktığını duysam “Eyvah yine birilerini öldürecek. Eyvah yine savaş çıkacak.” diye düşünüyorum. Seçim öncesi bir arkadaşım konuşuyor;

 “Akşam Selahattin Demirtaş’ı dinledim. Ağzından bal akıyordu.” Dedi. Ben de “Bir de ellerine baksaydın ya kan akıyordu” dedim.

 Adamın her üç kelimesinden ikisi “BARIŞ”  Ama her gün silahlı eşkıyaları da birkaç polis, asker öldürüyor. Vatandaşın arabalarını dükkanlarını yakıyorlar. Böyle mi barış olacaktı? Öldürerek mi, yakarak mı, yıkarak mı? Barış olacak? Belediye otobüslerini yakarak ı, ambulansları kurşunlayarak mı barış olacak?

Ya bunları akşam sabah gazete ve televizyonlarında misafir edenlere ne diyelim? Bu barış bülbülünü! Süslemek için gösterdikleri gayrete ve maharete ne diyeceğiz? Dedim ya rahmetli İsmail Dümbüllü bize çok şey anlatmak istemiş. Hepsinin ağzında buram buram Siyonizm kokuyor. Hepsi aynı mektepten ders almışlar. İftira atarken de istismar ederken de yalan söylerken de çok büyük sanat icra ve ifade ediyorlar.  Hoca efendinin televizyonunda Nazlı Nine (Ilıcak) “Ben de oyumu PKK’ya verdim” derken PKK ve partisinin ne kadar çok “Barış” sever olduğunu anlatırken doğrusu şaştım kaldım, adeta kanım dondu.

Demek ki Nazlı nine de PKK’lı olmuş. Demek ki yanılmamışız. Şu anda PKK eşkıyasının arkasında Siyonizm vardır.  Madem ki Demirtaş’ın da PKK’nın da arkasında Siyonizm vardır. O zaman paralel de medyası da Doğan medyası da yani topyekün okyanus medyası da PKK’yı ve partisini desteklemek zorundadır. Çünkü hepsinin kaynağı orasıdır. Hepsinin idare edildiği yerde Siyonist mahzenlerdir. Zaten kavgaları da, üslupları da, renkleri de birbirlerine çok benziyor. Yalanı da iftirayı da en iyi kullananlar onlar. Barış kelimesinin de canını okuyanlar yine onlar. Kavgaları en çok destekleyenler, devlet otoritesinin tesisine en çok saldıranlar, huzurdan huzursuz olanlar yine onlar. Bu millet çok badireler atlattı, bunları da atlatıp yine selamete çıkacaktır. Göreceğiz.

Barış yürüyüşü, barış platformu, barış toplantısı, barış sever çevreler gibi barışla başlayıp barışla biten bütün faaliyet ve çevreler buna hem savaşı, kavgayı ve kanı çağrıştırıyor. Bende bu “BARIŞ” kelimesinin sicili çok bozuldu. Ne diyeyim felek utansın.

 

Saygılarımla 

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek