HEM’den 23 Nisan Futbol Turnuvası
Kırklareli Valisi Ekici, turizmcilerle bir araya geldi
AK Parti’den Ümmüşoğlu ailesine taziye ziyareti
TEMA 12.Ekolojik Okul; Hayal Kreş ve Gündüz Bakım Evi oldu
Bu yazı 28 Mart 2015, Cumartesi 09:25:30 tarihinde eklendi. 784 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

MEZHEP NEDİR? - Ahmet Bostancı

MEZHEP NEDİR?

 Mezhep: Lügatta “yürümek, gitmek” manasındaki “zhb” kökünden türeyen “mezhep” kelimesi “gidilen yol, doktrin, akım, görüş…” gibi anlamlara gelir. Mezhep kuran kimseye; imam veya müctehid denir.

        İslam literatüründe mezhepler; itikadi (inanç) mezhepler ve ameli (fıkhi) mezhepler olmak üzere ikiye ayrılır. Tarih sahnesine çıkışı itibariyle itikadi mezhepler daha öncedir. Temelinde siyasi sebepler vardır. Hz. Osman’ın şehid edilmesi ve ardından Hz. Ali’nin cemel ve sıffin savaşlarıyla devam eden siyasi olaylar Harici ve Şii mezheplerini ortaya çıkarmıştır. İtikadi mezheplerin ortaya çıkışını ağırlıklı olarak; hilafet, büyük günah, kader, şefaat, rızık, ecel… gibi konulardaki tartışmalar oluşturmaktadır. Fıkhi yani ameli mezheplerin ortaya çıkışı ise, dini sebeplere dayanmaktadır. Peygamber (as) döneminde ihtilaf söz konusu değildi. İhtilaf olsa bile peygambere (as) sorularak çözülüyordu. Peygamberimizin vefatından sonra sahabeler ihtilafları, “peygamberimiz böyle yapıyordu.” Diyerek peygamberimizle hayatta beraber olan bu insanlar O’nun metotları ile meseleleri çözüyorlardı. Asr-ı saadetten uzaklaşıldıkça ihtilaflar çoğaldı. İhtilaf konuları genelde şunlardı. A-) Kur’an ve sünnetteki bazı kelimelerin farklı anlaşılması ve yorumlanması. B-)Hadislerin sıhhat derecesi,                C-) İctihatta usül ve güç farklılığı, D-) Sosyal ve tabii çevre.

           Bu sebeplerden kaynaklanan görüş ayrılıkları olmakla beraber, müctehid alimler soruları cevaplandırmakta ve davalar halletmekte idi. İşte bu devirden itibaren, peygamberimiz (as)in vefatından yaklaşık yüz sene sonra ortaya çıkmaya başladı. Mezheplerden büyük bölümü taraftar bulamadığı için zamanla yok olmuştur. Ancak bunlardan dördü yaşamaktadır. Bunlar; Hanefi, Şafii, Maliki ve Hambeli mezhepleridir. Ehl-i sünnet akidesine mensup olanlar (peygamberimizin sünnetini takip edenler) bu dört mezhebe mensup olmuştur. Şiiler ise, Caferiliği tercih etmişlerdir.

             İtikatta (inanç) mezhepler de ehl-i sünnet (peygamberimizin sünnetine uyanlar) ve ehl-i bidat (peygamberimizin sünnetine uymayanlar) olmak üzere iki kısımdır. Ehl-i sünnete uygun itikadi mezhepler; Selefiyye, Maturidiyye, ve Eş’ariyye’dir. Bizler amelde Hanifi mezhebi mensupları, inançta Maturidiyye mezhebine mensubuz. Yani bu mezheplerin görüş ve içtihatlarına uyarak dinimizi yaşıyoruz.

       Peygamberimiz (as) hayatta iken Muaz (ra) isimli sahabeyi Yemen’e hakim olarak atadı. Peygamberimizle(as) Muaz(ra) arasında şu konuşma geçti. Peygamberimiz (as):

-Ya Muaz! Yemen’de ne ile hükmedeceksin?. Diye sordu.

-Allah’ın kitabı Kur’an’la hükmedeceğim. Dedi. Peygamberimiz tekrar sordu.

-Aradığını Kur’an’da bulamazsan ne yapacaksın.?

-Rasülüllah’ın sünneti ile hükmedeceğim. Dedi. Peygamberimiz,

-Onda da bulamazsan ne yapacaksın.? Buyurdu.  Muaz:

-Kendi görüşümle (aklımla) hükmedeceğim. Dedi. Bu cevaptan peygamberimiz memnun oldu ve Allah’a hamdetti. (Tirmizi-Ahkam.3)

    Evet, İslam Dininin temel kaynakları dörttür.  1- Kitap (Kur’an-ı Kerim)  2- Sünnet (Peygamberimizin sözleri, uygulamaları ve takrirleri.)  3- İcma (Peygamberimizden sonraki herhangi bir devirde İslam alimlerinin bir konuda fikir birliği etmeleridir.) 4- Kıyas- fukaha (Kur’an’da, sünnette ve icmada bulunamayan bir meselenin alimler tarafından başka benzer bir mesele ile mukayese edilerek çözülmesi).

      İslam dininin kaynakları Kur’an ve Sünnettir. Yukarıda peygamberimiz (as) ve Muaz(ra) arasında geçen konuşmada ifade edildiği gibi. Diğerleri, icma ve kıyas, Kur’an ve sünnete uymak zorundadır. İşte mezhep imamları ve müctehidler ilk iki kaynağı referans alarak hükümler ortaya koymuşlardır. Bu hükümlerin toplamı da mezhebi oluşturmuştur. Bu konuya başka bir yazıda biraz daha açıklık getiririm inşallah….

 

 

 

 

 

Yazdır Paylaş
Diğer Ahmet Bostancı Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek