Bulgaristan’a giden otobüs devrildi; 11 kişi yaralandı
Vatandaşlardan Ak Partiye Teşekkür
Köprü ayağına çarptı-1 Yaralı
Alevi-Bektaşi camiasının acı günü
Bu yazı 24 Mart 2015, Salı 09:19:32 tarihinde eklendi. 414 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

ÇANAKKALE HIZLANARAK ZAFERE KOŞUYOR -

ÇANAKKALE HIZLANARAK ZAFERE KOŞUYOR

“Çanakkale ruhu” denince aklımıza iman ve ihlas geliyor. 1915 Mart’ının 18’idir. Bütün işaretler o gün düşmanın bütün hışmıyla boğaza saldıracağı bekleniyor. Boğaz çevresindeki tabyalar bütün hazırlıklarını bitirmişler, toplar yağlanmış, mermiler istiflenmiş. Top mürettebatı er ve erbaşlar yerlerini almışlar, herkesin gözleri ufukta, denizden gelecek düşman gemileri gözetleniyor. Öyle bir atmosferde insan ne düşünür? Nasıl bir heyecan yaşar? Beklenen öyle ufak tefek bir tehlike değil ki. O güne kadar tarihte görülmemiş bir armada bekleniyor. Gelecekler, ortalığı ateş denizine çevirecekler ve de ülkemizi, namusumuzu ve bizim cesetlerimizi çiğneyecekler. Mevzilerdeki toplarının başında bekleyen askerlerimiz nihayet deniz ufkunda düşman gemilerinin gelişini görüyorlar. Peki, ilk düşmanı görenler acaba ne söylüyorlar? Nasıl tepki veriyorlar? Siz olsaydınız nasıl haykırırdınız? Bakın dedelerimiz ne yapıyorlar? Bütün Tabyalardan ezan sesi yükseliyor. Boğazın yamaçlarında “Allahu Ekber” sedaları yankılanıyor. Çünkü dedelerimiz imanlıydılar. Her canlı tehlike anında en değerli varlığını refleks olarak savunur. Birisine elinizi sallasanız önce gözlerini koruduğu gibi dedelerimizin de en değerli varlıkları “Ezan, Kuran ve İman” larıydı. Onu haykırdılar. “Çanakkale ruhu” dediğimizde, aklımıza gelenlerden birisi de “birlik beraberliktir.” Düşman gemilerinden bazılarının topları (500) beş yüz kiloluk mermiler atıyordu. Bu mermiler yumuşak toprağa düştüğünde bazen 15-20 metrelik çukurlar açıyorlardı. Yani beş katlı bir apartmanı içerisine gömebileceği derinlikte çukurlar açabiliyorlardı. Askerlerimizin ortasına böyle bir mermi düştüğünde açılan çukura 20-25 askerimiz yuvarlanıyor, ikinci patlayan merminin savurduğu topraklarla üzerleri örtülüyor ve orada gömülüp şehit oluyorlardı. Benim dedem de orada şehit olduğuna göre, böyle bir çukurda kaldığını düşünelim. Şimdi o çukuru açsak kemiklerini bulsak, üst üste yığılmış kemikler. Acaba hangi bacak kemiği hangi kafatasına ait bilemeyiz. Bulgaristanlı Mestan, Kosovalı Ramiz de, Kayserili Hacı da, Maraşlı Ökkeş’te, Çanakkaleli Bekir,  Mardinli Abdurrahman da orada. Öyle kucak kucağalar ki bize o kemikleriyle mesaj veriyorlar. “Biz burada kucak kucağayız, sizde orada kucaklaşın” diyorlar.

Çanakkale şehitlerinin dul ve yetimleri olsun, gaziler olsun çoğu daha sonra kendilerine bağlanmak istenilen maaşı kabul etmemişlerdir. “Vatana feda olsun” demişlerdir. Çünkü bu savaş aynı zamanda bir fazilet, bir fedakârlık ruhudur da.

Bu hükümetle şehitliklerimiz adeta şenlendi, çiçek açtı. Özellikle Çanakkale tanınmayacak kadar değişti. Panoramik müzesiyle yeniden keşfedilip ihya edilen şehitliklerle, Çanakkale’ye çok emek verdiler. Ziyaretçi sayısı da katlanarak sürekli artıyor. Önceki yıllara göre şehitlikleri ziyaret on kat artmış durumda. Kim ne söylerse söylesin bu hükümetin bu durumda çok katkısı var.

Çanakkale Savaşları verdiğimiz şehit sayısının çokluğundan dolayı milletimiz bağrında çok derin bir yara açmıştı ama üzerinden bir asır geçtikten sonra yavaş yavaş kendi manevi gücüyle zararını kapamaya başladı. Milletimizin ilgisi artıkça Atalarımızı yakinen tanıdıkça daha çok kendimizi buluyoruz. Temellerimiz yeni yeni oturuyor. Kimliğimizi keşfediyoruz. Üzerinden bir asır geçtikten sonra Atalarımız adeta kemikleriyle kafamıza vura vura bizi kendimize getiriyor. İnşallah C.C. zafere gidiyoruz.

Saygılarımla

 

     

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek