Murat mahir Altan, depremzedelerle buluştu
Yavuz Muhtar yeniden aday
Vali Ekici, jandarma personeli ile iftar yaptı
Ahmetbey köftesine coğrafi işaret almak için protokol imzalandı
Bu yazı 06 Mart 2015, Cuma 09:17:43 tarihinde eklendi. 430 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Süleyman Şah mı, Mat mı? -

Süleyman Şah mı, Mat mı?

Süleyman Şah, Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey’in dedesi, Ertuğrul Bey’in de babasıdır.

İsabet oldu bugünlerde Çarşamba akşamları TRT 1. Kanalda filmi de oynuyor.

Atalarımızın doğudan batıya doğru göç serüvenleri devam ederken kayı boyunun yolu bugünkü Suriye topraklarına uğrar ve Fırat nehrinde rivayete göre iki arkadaşıyla beraber boğulur.

Kabri de Ceber Kalesi’ndedir. Yani vefat ettiği yere gömülür.

Birinci cihan savaşında o topraklar elimizden çıkar.

 İşgalci Fransızlarla anlaşılarak Süleyman Şah ve arkadaşlarının bulunduğu yer Türk toprağı sayılır.

 Orada 40 kadar askerimiz saygı nöbeti tutmaya başlar.

Suriyeliler’in Fırat Nehri’ne baraj yapmalarıyla kabirler su altında kalacağından yerleri iki defa değiştirilir.

 Birkaç yıldan beridir ise o bölgede iç savaş olduğundan bir tedirginlik ve endişe sebebinden bu defa devletimiz kabirleri üçüncü defa yerlerinden alarak sınırımıza da yakın koruması daha kolay bir yere taşırlar.

 Bu taşıma mevzuundan iktidarla muhalefet arasında çetin bir tartışma başlar.

Eğer bir mevzu Türkiye’de tartışılıyorsa bizde bu tartışmaya katılmak durumundayız.

Olaya bir iktidar bir de muhalefet açısından bakmak lazımdır.

İktidar ve Türkiye açısından bakıldığında o bölgede D.A.Ş (İŞİD) denilen bir çetenin hakimiyeti mevcuttur.

Bu namussuz çete bir devlet değil. Nizamlı bir yapı değil. Sistemli uluslararası savaş kurallarına bağlılıkları yok.

 Türk devletinin muhatap olacağı bir yapısı yok.

 Girdikleri yerleri adeta tarumar ediyorlar. Yakaladıkları asker olsun sivil olsun dinlemeyip öldürüyorlar. Ani bir baskınla askerimizi esir ederler de onları diri diri yakarlarsa ya da kafalarını keserlerse, bunu da internet yoluyla dünyaya duyururlarsa, Türkiye’nin içerisine düşeceği durumu düşüne biliyor musunuz?

Son zamanlarda haberlere düşen bir olay, Irak güçleri “IŞID’e yardım atan iki İngiliz nakliye uçağını düşürdük” diyor.

Bu İŞİD alçaklarının ABD,  İngiliz ve İsrail istihbaratlarının kurduğu bir fitne örgütü olduğu anlaşılıyor.

Kafa keserlerken de Ürdün pilotunu kafes içerisinde yakarlarken de sadece İslam’ı kötülemenin propagandasını yapıyorlar.

 Sadece Yahudi’ye dokunamıyorlar. Çünkü hadisenin taraflarından en değerli olanı Yahudi’dir.

Bütün bu cinayetler sadece Yahudi’nin hükümranlığı ve devletinin selameti için düzenleniyor.

 Anladığım kadarıyla devletimiz bu kahpece oyunun bir tuzağına düşmemek için bu tedbirleri almış olacak. Bence çokta iyi yapmışlardır.

Gelelim muhalefete. Ellerinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi feryat etmeleri vatanseverliklerinden çok gizli bir planın bozulmasından gibi sanki.

 Eğer bizim askerlerimiz bir gece baskınıyla birçoğu öldürülüp bir kısmı da esir alınsaydı da internet ortamında kafaları kesilseydi muhalefete amma da seçim malzemesi olurdu değil mi?

Muhalefet çok şey kaybetti canım. Geçmişte olmadı mı? ABD bir seçim öncesi Apo’yu yakalayıp Ecevit’e teslim ederek seçim kazandırmadılar mı? Bunlar da oyun çok.

Hele bir de Kılıçdaroğlu ve çevresi Amerikan büyükelçiliklerine girip çıkıp duruyorsa. Hele iki de bir boğazdaki yalılarda mason ve Siyonist iş adamlarıyla, yabancılarla  toplantı yapıp duruyorlarsa.

Birkaç ay önce CIA’nın en önemli adamlarından birisi olan David Kohen’de boğazda bir İngiliz yatında yine Türkiyeli bir takım etkili isimlerle toplantı yapmış ise.

Bütün bu işlerin genel koordinatörü bir fahri elçilerinden ABD’den Pensilvanya’dan talimat gönderip duruyorsa.

Bir de gazetelere düşen “Fuat Avni” kod adlı ajanın CHP genel başkan yardımcısına “Seçim öncesi müthiş şeyler olacak.  Genel başkana söyle bu seçimi size kazandıracağız” sözleri ortadaysa.

Devletimizin istihbarat görevlileri de Süleyman Şah türbesiyle ilgili acayip ses kayıtlarını yakalamışsa.

 

Sadece vicdanı ve akılı fikri olanlara soruyorum devletimiz ne yapmalıydı. Saygılarımla   

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek