Bulgaristan’a giden otobüs devrildi; 11 kişi yaralandı
Vatandaşlardan Ak Partiye Teşekkür
Köprü ayağına çarptı-1 Yaralı
Alevi-Bektaşi camiasının acı günü
Bu yazı 30 Ocak 2015, Cuma 09:21:20 tarihinde eklendi. 187 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

MECLİS YOLSUZLUĞU MU AKLADI, YOKSA DARBEYİ Mİ ÖNLEDİ? -2- -

MECLİS YOLSUZLUĞU MU AKLADI, YOKSA DARBEYİ Mİ ÖNLEDİ? -2-

1976 yılında hac vesilesiyle Kuveyt ve Suudi Arabistan’a gitmiştim.

Kafa da her zaman milliyetçilik var ya oralarda da gözlerim hep raflarda oldu, Türk malı arıyordum.

Birkaç yerde Ülker mamulleri, Kırlangıç yağları bir de Kuveyt’te Isparta gül kolonyalarına rastladım.

Oysa o bölgelerdeki ülkelerin yediği, içtiği, giydiği, kullandığı her şey ithal malıydı.

 O günlerde Türk malına az rastlamam beni üzmüştü.

 Manavdaki yeşil üzümün bile bizden on kat pahalı olduğunu görmek bizim ise bu kadar karlı bir pazardan uzak kalmamız bende merak konusu olmuştu.

 Döndüğümde İstanbul da ihracat işiyle uğraşan bir iş adamına mevzuyu açtım. Meğer adam dertliymiş. “Suudi Arabistan’a üç yüz sandık tesbih yolladım, parası bir yıla yakın zor geldi. Çünkü sattığımız malın parası önce Suudi Arabistan’daki bir Amerikan bankasına yatırılıyor, oradan ABD’ye gidiyor. Oradan da Avrupa’ya geliyor. En sonunda da Türkiye’ye geliyor.” demişti.

 Emperyalist ülkeler Türkiye etrafında öyle bir kuşatma yapmışlar ki, adeta elimizi ayağımızı bağlamışlar.

Körfez ülkelerine mal gönderirsen önünde Suriye engeli koymuşlar.

Avrupa’ya gönderirsen karşına Bulgar komünistleri çıkıyordu.

Rahmetli Özal ilk defa Suudi Arabistan’a Ziraat Bankası’nın bir şubesini açarak, Roro gemileriyle karalardaki engellerini geçerek çareler üretmeye muvaffak olmuştu.

Tabii, adamı bu problem çözücü vasfından dolayı kurşunladılar, zehirlediler.

Alçaklar, satılmışlar, ajanlar hiç durmuyorlar ki.

Önümüze çıkarılan engellerin birisini aşıyorsunuz, hemen yenisini koyuyorlar.

 Sadece dışarılarda değil içimizde de aynıdır.

 Önce komünist anarşistler, arkadan Asala, daha sonra PKK, şimdi de Paralelciler olduğu gibi.

 Mevzuya gelelim. Bu hükümet ve Tayyip Erdoğan bu emperyalist namussuzlarla açıktan kavga etmeye başladı.

 Önce Davos’ta Siyonist’in başını bir güzel azarladı.

 Sonra Siyonist’in hiç istemediği birisini milli istihbaratın başına getirdi.

İsrail idarecileri alenen “istemiyoruz” dediler dinlemedi.

Şaşırmayın, eskiden İsrail’in istemediği; bu ülkede olmazdı.

 Özal “Hiram Abbas” adındaki bir istihbaratçıyı MİT’in başına getirmek istedi.

 Adamı arabasına bomba koyarak öldürdüler.

 İsrail’de yayın yapan “Ares” gazetesi şimdiki MİT müsteşarımızla ilgili “arabasına bir bomba yerleştirilerek havaya uçurulmayı hak ediyor.” diye manşet attı.

Bu manşet arabasına bomba koyularak öldürülenlerinde işareti olsa gerek.

Sonra yine bu hükümet Orta Doğu’da ve Afrika’da İsrail, İngiltere ve ABD menfaatinin aleyhine oyun kurmaya başladı.

 Bu üçlü çete İran ile ticareti yasakladı ve ticari ambargo uyguladı, bu hükümet Rıza Zarraf gibilerle bu yasağı da deldi.

 Türkiye üstelikte sürekli büyüyor, yani bu işlerden karlı da çıkıyor.

O zaman ne yapmalıdır?

Siz Siyonist bir şeytan olsanız, ne yaparsınız?

 Bizim sizin aklımıza hiçbir zaman gelmeyecek şeytanlıklar onların aklına gelir.

 Adamlar zaten şeytanın ta kendisi işte bu namussuz şeytanlar, ülkemizdeki birkaç senedir meydana gelen şeytanlıkları tertipliyorlar.

Darbenin en alçakçasını yapmaya çalışıyorlar.

Eh bu ülkede yaptıkları ilk darbe değil ki zaten. Sesler tanıdık. Suratlar tanıdık. Sadece şeytanlıklar biraz değişik.

 Eh o kadar da olacaktır. Hep aynı yöntemle tuzak kurulmaz ki canım. Nihayet avlamak istenilen tavşan değil ki, insandır.

Nede olsa birazcık aklı vardır. Onun için farklı yöntemlerle avlamanın yolunu bulmalıdır, onlarda öyle yapıyorlar. Yine, büyük mütefekkirimiz Mevlana hazretleriyle bitirelim, ne diyordu.

 “Bir söze bakılır laf mı diye. Bir de söyleyene bakılır, adam mı diye.” 

Biz bunları artık tanıyoruz. Bir buçuk asırdır binlerce yalan ve iftiralarını yuttuk. Defalarca yalan üzerine darbelerini izledik. Artık yeter.

 

Saygılarımla           

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek