Tır devrildi, köylü kurtardı
Vali Birol Ekici, şehit ailelerini ziyaret etti
Bugün su kesintisi olacak
HEM’de kursiyerler belgelerini aldı
Bu yazı 16 Aralık 2014, Salı 09:18:33 tarihinde eklendi. 994 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

DEDELERİMİZİN MEZAR TAŞLARINI OKUYABİLMEK KÖTÜMÜDÜR? -

DEDELERİMİZİN MEZAR TAŞLARINI OKUYABİLMEK KÖTÜMÜDÜR?

Japonya ikinci dünya harbinin yenilgisini en ağır şekilde yaşayan bir ülkedir. İki adet atom bombası atılmış tek ülkedir. Sonunda Amerika’ya teslim olmak mecburiyetinde kalmıştır. Japonya’yı teslim almaya gelen, Amerikan pasifik orduları komutanı “Mak Hartur” teslim şartlarının başına “Batı usulü eğitimi “koymuştur. Yani “Latin alfabesi, İngilizce” eğitimi falan. Japonlar bunu “asla kabul etmeyiz. Yeryüzünde tek Japon kalmayıncaya kadar savaşırız. Yine de eğitimimizi size teslim etmeyiz” demişlerdir. Amerikalı General, Mak Hartur bu kararlı direniş karşısında geri adım atmak mecburiyetinde kalarak , “Japonların yazılarını ve eğitim sistemlerini değiştirme” maddesini teslim şartlarından çıkartmak mecburiyetinde kalmıştır. Unutmayalım ki Japonların ve Çinlilerin yazıları dünyanın en karmaşık ve öğrenilmesi en zor yazı şeklidir.

Buna rağmen Japonlar ve Çinliler o karmaşık yazıdan asla vazgeçmezler, acaba neden? Yine Japonlarla ilgili şöyle bir olay anlatılır. İlk planlı kalkınma hamlelerine başlarken plancılar toplanmış, “nasıl bir yolla kalkınabiliriz” diye tartışılırken, heyetten birisi “Batı usulü eğitime geçelim, yazımızı da Avrupa’ya uyarlayalım” teklifinde bulunmuş.

Bu teklife heyettekilerin hepsi şiddetle karşı çıkmışlar. Dahası, bu teklifi yapan kişi birkaç gün sonra sokakta ölü bulunmuş, nasıl? İkinci cihan harbini kaybetmiş, ülkelerinde taş,  taş üzerinde kalmamış, işgale uğramışlar, çok büyük tazminatlar ödemişler, buna rağmen savaşın üzerinden yarım asır geçmeden dünyanın ikinci büyük ekonomisine sahip olmuşlar. Hem de geniş toprakları, yer altı madenleri zengin tarım arazileri ve petrolleri olmadığı halde. Bu nasıl olmuş? İşin sırrı yukarıdaki olayda gizlidir. Geçmişlerinden milli duygu ve milli, manevi geçmişlerinden asla taviz vermedikleri için ya biz en yaptık? Dünya’nın gelmiş geçmiş en büyük medeniyetine sahip şanlı bir geçmişinizi bir anda silip atmışız. Adeta bıçakla keser gibi bir yerden kesip atmış “Bundan öncesi yok” demişiz. Böyle bir garabet olur mu? Sadece, Atalarımızın mezar taşlarını değil, onların yaptığı eserlerin kitabelerinde, yazdıkları eserleri de okuyamıyoruz. Bundan daha büyük cinayet olur mu?

Şimdi hükümet okullara Osmanlıca dersi koyacakmış. Elbette konulmalıdır. Çok geç kalındı çook. Bir CHP ileri geleni tenkit ediyor. “ Ne yani, gelecek nesle mezar taşlarını mı okutacaksınız? “ Hani Mevlana diyor ya “ Bir söze bakılır laf mı diye, birde söyleyene bakılır adam mı diye.” Kendilerine               “ ilerici, çağdaş, aydın” diye bu kafaları ben değil omuzumda taşımak, duvarımda bile taş olarak kullanmam.

BAZEN ATATÜRK’TE YANLIŞ YAPMIŞ.

Şimdi bunlar “Atatürk, devrimler” falan diyorlar. Atatürk’ün devrimlerinin yıkıldığını falan söylüyorlar. Eee bazen Atatürk’te yanlış yaparmış. Mesela “Mason” lojalarının kapatılması? Değil mi? Atatürk Mason lojalarını kapatmış, yanlış yapmış. Yanlış yapmış ki sonra CHP bu yanlışı düzeltmişte, Atatürk’ün kapattığı Muson lojalarını tekrar açmışlar. Yani Atatürk’ün yanlışını düzeltmişler öyle değil mi? Peki, Atatürk’ün tek yanlışı bu mu? Sadece Muson lojalarını kapatması mı yanlıştı? Eğer bu yanlışı CHP düzelttiyse diğer yanlışlarını da düzeltmek başkalarına düşer. Değil mi ya?

Japonya köklerinin kesilip kurutulmasına izin vermediğini için 1950’lili yıllarda fert başına milli geliri bizim yarımız civarındayken, bundan on sene kadar öncesinde bizim on katımıza ulaşmışlardı. Neden? Çünkü bizim köklerimiz kesilip kurutulmuştu. Kendi milletimizle, Milliyetimizle, kendi değerlerimizle uzak kaldık. Onun için bir türlü toparlanıveremedik.

Şimdi yeni yeni babamızı, dedemizi, kimliğimizi arıyoruz. Atalarımızın bin yıldan fazla kullandığı yazıyı şimdide öğrenmeye çalışıyoruz. Bugüne kadar Agopların, Jukopların aklıyla yürüdük. Artık kendi fikrimiz, kendi aklımızla, kendi yolumuzda yürüyeceğiz.

 

Saygılarımla

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek