Lüleburgaz’da 23 Nisan coşkusu
Kenan Ürün; “Lüleburgazspor’u iyileştirmek için adayım”
Lüleburgaz’da feci kaza
Çeşme meydanına TREPAŞ Resmi Ödeme Merkezi  açıldı
Bu yazı 02 Aralık 2014, Salı 09:18:40 tarihinde eklendi. 286 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

SİYONİST ÇETELER KADINIMIZIN PEŞİNİ BIRAKMAZLAR-1 -

SİYONİST ÇETELER KADINIMIZIN PEŞİNİ BIRAKMAZLAR-1

Avrupa birliğinin “ Eurostat  “ isimli bir araştırma kuruluşu vardır. Bu kuruluşun araştırmalarına göre evlilik dışı doğum oranı yüzde kırk (%40) dır. Bu gidişat Avrupalı aklı başında olan ilgilileri kara kara düşündürüyor. Avrupa’da evlilik kurumunda çatırdıyor. Evlenenlerin oranı da hızla düşmektedir.  Evlenenlerin oranı 1990’da binde 6. 3. iken, bu sayı 2000’de binde 4. 4. e 2011’de ise binde 4.1 e düşmüştür. Eurostat’ın araştırmalarına göre evlilik dışı çocuk doğumu da durmadan artıyor. Bu oran 1990’da yüzde 17 iken, 2000 yılında yüzde 27. 4 e,  2011’de ise yüzde 39. 5 e yükseldi.  Evlilik dışı doğumlarda başı, yüzde 60 la Estonya, yüzde 57yle Slovenya, yüzde 56yla komşumuz Bulgaristan ile Fransa ve yüzde 54 ile İsveç çekiyor.

Evlilik dışı yani gayrimeşru çocuk doğumu Belçika’da yüzde 50, Danimarka’da yüzde 49, İngiltere’de yüzde 47, Hollanda da yüzde 45, Avusturya’da yüzde 40, İspanya’da yüzde 37, Almanya’da yüzde 33, Romanya’da yüzde 30, İtalya’da yüzde 23, Polanya’ da 21,  nispetindedir.  Evlilik dışı doğumun Avrupa’da en düşük olduğu yerler Yunanistan yüzde7, Hırvatistan yüzde 14, Kıbrıs Rum kesimiyse, yüzde 17 dir. Anlayacağınız yavaş yavaş Avrupa medeniyeti çöküyor, içten içe çöküyor. Bir asra varmaz, Avrupa Asya ve Afrika tarafından tamamen işkal edilir. Hani Afrika atasözü var ya “sular yükselirken balıklar karıncaları, çekilirken ise karıncalar balıkları yer” Şimdi suların çekilme zamanıdır. Artık Afrikalılar Avrupalıları yiyecektir.

Bu neden böyle oldu?

Bir milletin köklerini teşkil eden en önemli unsur ”aile” dir. Aile yapısı ne kadar güçlü olursa o ailelerden meydana gelen milletlerde o kadar sağlam ve güçlü olur. Aileyi de güçlü yapan başta “kadın” dır. Yani evin hanımıdır. Yani çocukların “anası” dır. Bir milletin en değerli unsuru “kadındır, anadır” Milletleri yoktan var eden, azları çok eden kadındır. Yüce yaratanımız çocuk doğurmayı kadına vermiştir. Erkekler savaşlarda, ölürler, kırılırlar. Kadınlar yok olmayla yüz yüze kalmış milletleri yeniden diriltir. Yeniden inşa ederler. Kadın çocuğunu sadece dünyaya getirmekle kalmaz aynı zamanda onu emzirir, büyütür,  ve ona dilini, kültürünü de öğretir. Yani kelimenin tam manasıyla milleti inşa ederler. Kadın evin, ailenin  dolayısıyla milletin ve devletin temelidir, temel taşıdır. Binaların üzerindeki süslü çatılara bakmayın onları tutan temeldeki taşlardır.

İşte onun için milletlerin ve milli kültürlerin baş düşmanı “Siyonizm” en ciddi hedef olarak “kadın” ı seçmiştir. Batı medeniyeti bu savaşı kaybetti. Siyonist çeteler batının moral değerlerini yok ettiler. Kadını, sadece cinsel bir obje haline getirdiler. Onun en önemli vasfı olan analık ve aile mefhumunu yok ettiler. “Kadına özgürlük”  sloganı kadının “evlattan, eş olmaktan, evinin kadını, yuvanın sahibi olmaktan kurtulması” şeklinde anlaşıldı. Şimdi bozulan bu anlayışı nasıl düzelteceğiz diye kara kara düşünüyorlar. Zor düzelir. Çünkü bozmak kolay ama düzeltmek zordur. Bizde de mason ve Siyonist odaklar medyasında siyasetiyle durmadan kadınımıza saldırıyor. Bir kadının inançlarını yaşaması, başını örtmesi onları adeta çıldırtıyor.

 

 Saygılarımla.

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek