ÖLÜMÜN GEREKÇESİ OLAMAZ -

            Makul ve meşru bir gerekçeden söz ediyoruz. Yakıp-yıkmaya, vurup-kırmaya, yağma ve dalana, zulme ve zalimliğe, vahşete ve caniliğe; hatta öldürmeye bile bir gerekçe bulunur.

            Eğer insanlıktan uzaklaşmışsan, insanlardan uzaklaşır ve insanı yok etmekte tereddüt etmezsin.

            İnsan önce; dini ve mezhebi, ırkı, kültürel, coğrafi, tarihi aidiyetini öne çıkarırsa; varacağı sonuç bellidir. Kendin ulaşamadığın; varacağın sonuç bellidir. Kendi ulaşamadığın değeri yok edersin. İnsan olmayan insanın değerini bilmez.

            Onlarca insanın hayatını kaybettiği olaylarda söylenecek bütün sözleri özetle İçişleri Bakanı Sayın Efkan Ala “Hiçbir şey ölümün gerekçesi olamaz.” dedi.

            İşıd, Kürt Kantonları Irak, Suriye, Koalisyon Güçleri, NATO, BM, ABD, İngiltere, Fransa hiçbiri Kürt siyasetçilerin ve PKK’nın Türkiye’nin sokaklarında yaktığı ateşe gerekçe gösterilemez. Yakılan bu ateş önce Kürtleri yakmıştır. Sonra Türkiye’nin tamamını yakmıştır.

            Yakılan bu ateş, önce çözüm sürecine, sonra diğer reform taleplerine yöneliktir. Yakılan bu ateş 77 milyon Türk halkının ciğerini dağlamıştır.

            İnsan bu kadar aptal olabilir mi? Hala dünya petrolünün yüzde 60’i bu bölgede. Batının bütün büyük devletleri petrolü daha ucuza elde etmenin peşindedir.     

            Ortadoğu Müslümanların yaşadığı bir coğrafyadır. Hıristiyan ve Yahudi dünyasının gözünde en iyi Müslüman, ölü Müslüman’dır. Ne yazıktır ki Batı Müslümanları parçalayarak onları öldürme işini gerçekleştirmektedir.

            Batının İslam düşmanlığı bitmeyecektir. Bu düşmanlık bitmedikçe ölüm hep bizle olacaktır.

            HDP’nin Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş Kürt siyasetçilere ve yöneticilere diyor ki: Amacımız Kobani’deki başarısızlığımızı örterek Faturayı Türkiye’ye kesmek miydi? Öcalan’ı tasfiye edip çözüm surecini bitirmek miydi?