Lüleburgaz’da 23 Nisan coşkusu
Kenan Ürün; “Lüleburgazspor’u iyileştirmek için adayım”
Lüleburgaz’da feci kaza
Çeşme meydanına TREPAŞ Resmi Ödeme Merkezi  açıldı
Bu yazı 17 Ekim 2014, Cuma 09:18:48 tarihinde eklendi. 608 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Kılıçdaroğlu’nun PKK sevgisi nereden geliyor? -

Kılıçdaroğlu’nun PKK sevgisi nereden geliyor?

Kılıçdaroğlu’nun PKK sevgisinin nereden geldiğini soruyorum ama aslında biliyorum. Yani “tecahül edebiyatı” yapıyorum.

Anlatayım bakın nereden geliyor?

Kılıçdaroğlu’nu CHP’nin başına getirenler ondan “bu ülkeye zarar verenleri destekleme” görevi istiyorlar. Bu ülkeye zarar veren her kim olursa olsun Kılıçdaroğlu onların yanındadır, destekçisidir. Bunlar ister PKK’lı olsunlar, ister komünist, anarşist olsunlar, isterlerse şehirlerimizi yakıp yıkan VANDALLAR olsunlar. Nihayet, Taksim’de araçları, ambulansları, dükkânları, otobüsleri yakanlarla yine bütün şehirlerimizde aynen işyerlerini yakan, marketleri yağmalayan, araç gereçleri yakıp tahrip eden vatandaşların dükkânlarını ve evlerini yakanlar, yol ve hava alanı yapan iş makinalarını ateşe veren PKK’lılar da aynı amaca hizmet etmiyorlar mı?

Taksim’de ülkeyi yakıp yıkmaya çalışanlara, o gün için en güçlü desteği veren Kılıçdaroğlu ve çevresi, aynı yolda ülkeyi tahrip etme yolunda PKK’da da bir ışık gördü. “Bunların tahribatı komünist eşkıyadan daha güçlü” diye düşünüyor herhalde. Zaten PKK’lılar da Kılıçdaroğlu gibi Marksist’tirler. Zaten PKK’nın en çok taban bulduğu şehirde, Kılıçdaroğlu’nun vilayeti Tunceli’dir. Belediyeyi bile onlar aldı. Eğer, Kılıçdaroğlu CHP’de yer bulamasaydı şimdi PKK’lıların yanında olurdu.

İçişleri Bakanımız “Bu Vandallara misliyle muamele edeceğiz” diyor. Kılıçdaroğlu “sakın ha onlara dokunmayın, sonra şiddet şiddeti doğurur” diyor. Allah Allah! Şimdi bu yakıp yıkanlara dokunmayacağız mı?

Kılıçdaroğlu öyle istiyor.

Peki, Mustafa Kemal olsaydı ne yapardı?

Hiç dokunmazdı değil mi? Bence dokunmazdı. Sadece ellerinde molotof bombası, silah olanları, şehirleri, evleri, dükkânları, arabaları yakanları, marketleri yağmalayanları elleriyle hiç dokunmadan uzaktan kurşunlatır, olmazsa obüslerle vurur, o da olmazsa uçaklarla tepeden bomba yağdırırdı. İnanmayan Sabiha Gökçen’e sorsun.

Sahi Kılıçdaroğlu Atatürkçü mü? CHP Atatürkçü bir parti mi? Ben bir işaret, bir alamet bulamıyorum da.

Kılıçdaroğlu’nun diğer bir isteği de (Aynelarab) Kobani’deki sıkışan Kürtlere bizim silahlı kuvvetlerimizin derhal yardım etmesi gerektiğiymiş.

Kobani’de olan oradaki PKK paralelindeki PYD’liler Beşer Esed’le işbirliği yaptı. Kendilerinden olmayan Kürt ve Arapları oradan kovdu. Şimdi IŞİD karşısında sıkışınca da “yetişin, cankurtaran yok mu?” diye feryat ediyorlar. Esed’te kurtaramıyor. Kılıçdaroğlu onları kurtarmak için çırpınıp duruyor. Öbür tarafta Esed yüzbinlerce masumu öldürürken, fırın önlerinde ekmek sırası bekleyen çocukların üzerine varil bombaları atarken, çoluk çocuk kol, bacakları etrafa savrulurken zevkten dört köşe olan Kılıçdaroğlu şimdi Kobanili yoldaşlarını “Türk askeri kurtarsın” diye feryat ediyor. Git kendin kurtar beee!

 

Saygılarımla.

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek