Bu şekilde düşünenler de var. Tayyip Erdoğan düşmanlığı o kadar iliklerine işlemiş ki eğer Tayyip Erdoğan’la beraberse, yani oda beraber yanacaksa, bu ülkeyi yakmaya hazır insanlar mevcut. Sahi bu düşmanlık nereden geliyor?
İyide, bunlar sadece Tayyip Erdoğan için bu kadar kin ve intikam sergilemediler ki. Geçmişte Turgut Özal içinde aynı kin duygusunu sergilediler. Menderes içinde aynı alçak duyguları sergilediler. Hatta Mason olmasına rağmen birkaç baraj, birkaç köprü, çeşme, yol falan yaptı diye Süleyman Demirel’e de saldırdılar, çıldırdılar. Bilhassa Demirel Boğaz Köprüsü’nü ve Keban Barajı’nı yaptırmaya başladığında, Türkiye’mizdeki bütün insan suretindeki köpekler havlamaya, zırlamaya başlamışlardı.
Bunların düşmanlığı Tayyip Erdoğan’a değil ki. Bunların düşmanlığı Türkiye’ye Türk milletinedir.
İstanbul sokaklarına “Zulüm 1453’te başladı.” Yazanlar bu alçaklar ne demek istiyorlar?
1453’te ne oldu?
İstanbul şehrimiz Türkler’in eline geçti. Yani bu namussuzlar o zamandan beri zulüm görüyorlarmış. Peki, bunlar kimdir? Bunlar hangi millettendirler? İstanbul’un Türklerin eline geçmesi bunlara zulüm ise bunlar bu milletin bir parçası olamazlar.
“Zulüm 1453’te başladı” yazanlar hızlarını alamayıpta çizgiyi aşanlardır. Arka tarafta ihanet ve alçaklıklarını çizgiyi aşmadan, kendilerini belli etmeden, maskelerini düşürmeden devam ettirenler mevcut. Milletimiz esas onları görmelidirler. Bunlar bazen Komünist eylemci, bazen bölücü terörist, bazen gazeteci, bazen televizyoncu, bazen sendikacı, eğitimci, çevreci veya herhangi bir sıfatla çıkabilirler. Yeter ki ülkeye zarar olsun. Camlar kırılsın, arabalar yakılsın, binalar kundaklansın, ormanlar yansın, fabrikalar tahrip edilsin, marketler, bankalar yağmalansın. Yeter ki Türkiye’ye zarar verilsin, Türk insanı üzülsün, nizam, düzen bozulsun. Bunları eskiden beri biliyorduk. Genellikle yetmişli yıllarda CHP içerisinde fraksiyonlar şeklinde barınırlardı.
Şimdi de yine CHP’nin içerisinde de olmakla beraber bölücü bir parti şeklinde teşkilatlandılar. Onlar biliniyorken birde “PARALEL”ciler çıktı. Adana ilimizde MİT TIR’larını durduranlar, meğer bugüne malzeme hazırlıyorlarmış. Bölücü partinin eş başkanı “Türk devleti IŞİD’e silah verdi” derken delil olarak o TIR’ları gösteriyordu. Vay, vay, vay!..
Demek ki bu ülkenin düşmanları ne kurnaz, ne organize, ne şeytan imişler. Zaten, Amerika’da, Avrupa’da “Türkiye IŞİD’e yardım yapıyor” haberleri yapan gazete ve haber ajansları, Fethullah Gülen’in makalelerini en çok yayınlayanlar değil mi? Bu bir tesadüf mü?
Buradaki “Paralel” medyası Güneydoğu ilimizdeki eylemleri abartılı bir şekilde verirken “kavganın yeniden başlamasını” arzu eder bir görüntü sergileyip duruyor. Anladığım kadarıyla “Türkiye’yi yakalım ki içinde Tayyip’te yansın” şeklinde düşünenlerin adeti artmış ve de çeşitlenmişler. Türkiye büyüktür. Söndürenler, yakanlardan fazladır.
Saygılarımla.