KADIN - Ahmet Bostancı

   Kadın; çok tartışılan, bazen istismar edilen, bazen sömürülen bir kesim. İnsanlığın diğer yarısı…  Hatta sayı olarak biraz daha fazlası. Erkekleri de, peygamberleri de dünyaya getiren, doğuran insan. Yeni nesillerin ilk öğretmeni, merhametin, inceliğin, sabrın, zerafetin yeryüzündeki temsilcisi. Yuvayı kuran dişi kuş. Ailenin banisi.

      Aile küçük devlet, devlet ise büyük aile demektir. Aileyi kurarken aslında devleti kuran, beşik sallarken dünyanın haritasını çizen sessiz kahramanlardır kadınlar.  Bir Çin atasözünde: “Çocuk eğitiminde yüz öğretmen bir ananın yerini tutamaz.” Deniliyor. Napolyon ise: “Bir milletin kadınları iffetli, erkekleri cesaretliyse, o millet yenilemez. Türk milletinde ben bunları görüyorum.” Diyor.

     Kadın ile erkek yaradılış itibariyle farklılıklar arzeder. Her ikisinin de kendine has özellikleri vardır. Kadın psikolojik özellikleri itibariyle erkekten daha üstündür. Erkeğe göre daha alıngan, daha yufka yürekli, daha duygusal, daha narindir. Erkek fizyolojik yönden kadından üstündür. Bedenen daha güçlüdür. Eşitlik adına, kadını madende, taş ocağında çalıştıralım, kadın da hamallık yapsın, dozer kullansın… diyelim. Eşitliği sağlarız ama, kadına adaletsizlik etmiş oluruz. Erkek ise çocuk doğursun, bebek emzirsin, dantel örsün… diyelim. Eşitlik sağlanır ama, erkeğe adaletsizlik olur. Kadının da, erkeğin de eşitliğe değil, adalete ihtiyacı vardır.

     Her iki cins birbirinin rakibi değil tamamlayıcısıdır. Erkek olmasa, kadın eksiktir. Kadın olmasa, erkek eksiktir. Elmanın bütün olması için her iki yarıma da ihtiyaç vardır. Birisi olmazsa elma yarımdır. Bütünlük sağlanamaz. Bir çift ayakkabı gibi. Sağ ayakkabı yoksa, sol ayakkabı işe yaramaz. Sol ayakkabı yoksa, sağ ayakkabı işe yaramaz. Kadın ve erkek de böyledir.

    İslam’dan önceki ve sonraki dönemleri kadın hakları açısından iyi irdelemek, iyi bilmek lazım. Bir eşya gibi alınan, satılan, mirastan, söz hakkından, daha da önemlisi yaşama hakkından mahrum edilen kadın ve kız çocukları vardı.  İslam’la kadın layık olduğu değeri bulmuştur. Kur’an’daki kadınlarla ilgili ayetleri inceleyelim. Peygamberimizin(as) veda hutbesini bir daha okuyalım.

Peygamberimizin bayanlarla ve kız çocukları ile ilgili uygulamalarına bakalım.                                                                                                 Üzülerek ifade edelim ki, kadınlar ve kız çocukları için olumsuz tablo hem ülkemizin, hem de dünyanın birçok yerinde, bugünde devam etmektedir.

        Peygamberimiz(as) buyurdular ki:

-“Her kim evlenme çağına kadar, iki kız çocuğunun bakımını, eğitimini, terbiyesini üstlenirse, benimle şöyle beraber olacaktır.” Deyip işaret parmağı ile orta parmağını birleştirdi.

-“Cennet anaların ayakları altındadır.”

-“Sizin hayırlılarınız kadınlarına iyi davrananlardır.”