HEM’den 23 Nisan Futbol Turnuvası
Kırklareli Valisi Ekici, turizmcilerle bir araya geldi
AK Parti’den Ümmüşoğlu ailesine taziye ziyareti
TEMA 12.Ekolojik Okul; Hayal Kreş ve Gündüz Bakım Evi oldu
Bu yazı 08 Ağustos 2014, Cuma 09:26:03 tarihinde eklendi. 500 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Bahçeli'nin cumhurbaşkanı seçimiyle imtihanı -

Bahçeli'nin cumhurbaşkanı seçimiyle imtihanı

Bahçeli’nin bence en kötü kararlarından biri Necdet Sezer’in Cumhurbaşkanı seçimindeki katkısıdır.

Milliyetçi camiayla hiçbir uyar yanı olmayan Sezer’ in başka hiç kusuru olmasa da Yesevi Üniversitesi’ndeki cinayetleri yeter de artar bile.

O üniversite çok büyük ümitlerle Türk dünyasını kaynaştırmak birleştirmek maksadıyla N. Kemal Zeybek idaresinde kurulmuştu.

Sezer Zeybek’i bu görevden aldı. Şu darbeci taş kafalı General Çetin Doğan’ı atadı.

Doğan da iyilik, güzellik, Türk İslam medeniyeti adına ne varsa hepsini tarumar etti.

N. K. Zeybek tarafından Kazakistan’ın çeşitli şehirlerinde açılmış Türkçe kurslarını kapattı.

Nazarbayev bile tahammül edemeyip Demirel’e “Şu adamı alın” diye telefon etmek mecburiyetinde kaldı.

Bu şerefsizce yıkıma hiçbir ülkücü evet diyemez.

Zaten Sezer’in Ecevit ile kavgaları Türkiye’yi batırdı. Sırf bu yüzden ilk seçimlerde hükümet ortakları üç parti de baraj altında kalarak ceza çektiler.

Bunda en büyük pay o gün seçtikleri Necdet Sezer’dir. Çok iyi tanıdığım Bahçeli’den de bilgili ve kaliteli Sadi Somuncuoğlu aday olmak istedi, adamı tartakladılar.

Baktım Somuncuoğlu ağabeyimize o gün yumruk sallayan Cemal Enginyurt’u Bahçeli Ordu Büyükşehir Adayı yapmış.

Bir Karadeniz televizyonunda konuşurken gördüğümde, “Bahçeli AK Parti’ye büyük jest yapmış” diye düşündüm.

Aynen öyle oldu, Bütün Ordu’yu ilçeleriyle beraber AK Parti aldı. Çünkü Enginyurt yüzünden ülkücüler de AK Parti’ye oy verdiler.

Sezer’i Ecevit Bahçeli’ye teklif etmişti. Şimdi de Kılıçdaroğlu aynen Sezer tipi bir adayı Bahçeli’ye teklif etti.

Yine Bahçeli kabul ediverdi.

Bence yine hüsran görünüyor. Fakat bende şöyle bir kanaat oluştu: “Acaba Bahçeli bildiğimizden daha mı vatanperver de ülkenin istikrarına hizmet için böyle davranıyor?”

Mesela “Olamaz Erdoğan’dan Cumhurbaşkanı olmaz, olamayacak da.” Diye bütün gücüyle bağırıyor. Acaba bunun manası “Olsun, olmalıdır” mıdır? Yoksa iki gün sonra sonucu belli olacak bir mesele için olamayacak diye gürlemek?

Vaz olunanın dışında manalar ihtiva eder.

Yani ben şöyle anlıyorum “Olmalıdır, ülkenin menfaati bunu gerektiriyor” mu demek istiyor?

Sahi başka bir mesele daha var.

Eskiden Enver Ören’in bülbülü, Sonra ülkücü muhalefet Yeni Çağ’ın gülü, şimdilerde de Perinçek’in sümbülü Sebahattin Önkibar. Ulusal televizyonda birkaç defa söyledi “ Devlet Bahçeli’nin kaseti var” diye. Ben her duyduğumda “ Ülkücüler bunun ağzını burnunu kırarlar” diye düşündüm. Hayret hiçbir şey olmadı. Acaba bu işe kasetçiler de mi karıştı?

 

Siyonizmle uğraşmak çok zordur

 

Seçimden önceki son yazım olduğundan söylüyorum:
Başbakan, siyonizmle olan kavgasını iyice alenileştiridi. Fakat öyle bir şeytanla savaşıyor ki, bunlar karşısına Ankara’da siyasetçi, İstanbul’da İş adamı, medyacı, Pensilvanya’da hoca ve ya paralelci, Taksim’de çevreci, Doğu’da PKKlı bölücü, orduda darbeci ve daha bin bir yerde bin bir sıfatla çıkarlar.

Böyle alçak bir yapıyla savaşmak gerçekten de çok zordur. Kendisine Allah yardım etsin diyelim.

 

 

İSTİKLAL MARŞI VE İHSANOĞLU

 

“ Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?

Şüheda  (şehitler) fışkıracak toprağı sıksan şüheda!

Canı, cananı bütün varımı alsın da hüda,

Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.”

 

M. Akif Ersoy’un kabrine yazılmış bu dörtlüğü okuyan İhsanoğlu,  ilaveyle “ Galiba Çanakkale şiirinden” deyiveriyor.

Halbuki İstiklal Marşı’mızın yedinci kıtası idi.

Başbakan bu olayı diline dolayınca da kendisini savunurken daha da batıyor.

“ Çanakkale Destanı” beyit şeklinde yazılmıştır. İstiklal Marşı ise dörtlü kıtalar şeklinde. Onu ayırt edemedi gibi.

Çok biliyormuş gibi İstiklal Marşı beyitlerini de, Çanakkale Şiiri’ni de Yahya Kemal’in Süleymaniye’de Bayram Namazını da iyi biliyorum diyor.

(Bayram Namazı değil Bayram Sabahı)

Kılıçdaroğlu da Çanakkale’de yaptığı bir konuşmada “İstiklal Harbi’nin yapıldığı bu topraklar…” demiştir.

(İstiklal Harbi değil Birinci Cihan Harbi idi.)

Anlaşıldı bunlar Çanakkale’yi kafaya takmışlar.

Zaten bu gibi şeyler ilkokul, ortaokul ve lisede öğrenilir.

O yıllarda biri Mısır’da diğeri de Marksist eylemlerdeydi. Normaldir.

 

 

                                                                                       Saygılarımla.  

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek