TÜRKİYE’Yİ KARALAMA -

            Türkiye’de faaliyet gösteren basın ve medya kuruluşlarının beşte dördü AK Parti’ye karşı her gün yayın yapar durur. Ülkemizi yalnız içte değil, dış dünya ülkelerine de şikâyet ederler. Aydınlarımız da bu duruma hiç ses çıkarmazlar.

            Türkiye’de her basın mensubu ülkemizde düşüncelerini ifade etme özgürlüğü olmadığını sürekli yazar ve söylerler. Başbakana katil diktatör, baş çalan derler, nezaket kurallarına uymadan, daha nice hakaret sözleri her gün basın araçlarında yer alır. Bu hoyratlığı anlamak mümkün değildir.

            Halk, bu iftiralar ne zaman bitecektir diye bekliyor. Yaptıkları ve yayınladıkları basın özgürlüğü sıralamasında Türkiye’yi demokrat ve özgür olmayan ülkeler seviyesine düşürürler. Bizim bu sözde gazetecilerimiz İsrail’in fesatları etkisindedirler.

            Uluslar arası bazı basın ve yayın kuruluşlarına güvenimiz kalmamıştır. Türkiye son on yılda her alanda olduğu gibi demokrasi ve özgürlükler konusunda büyük mesafeler almıştır. Türkiye’yi antidemokratik bir ülke göstermek ve Başbakan’ın burada saymakla bitmeyecek başarılarını çekememek, kıskanmak bizim sözde basın mensuplarının konusu haline gelmiştir.

            Türkiye’deki tutuklu gazeteciler listesi yayınlayanların listeleri gerçek dışıdır. Adalet Bakanlığı bu konuda yayınladığı listeleri basın çevreleri hiç dikkate almıyor. Adalet Bakanlığı’nın 02 Mayıs 2014 günkü 45 kişilik listesinde 18 kişinin yargılanması sonucu hüküm giydiği, 11 kişinin yargılanması devam ettiği, 14 kişinin çeşitli tarihlerde tahliye olduğu 1 kişinin ceza evlerinde kaydına rastlanmadığı görülmüştür.

            Cezaevinde 29 gazetecinin örgütsel dağılımı şöyledir:

            16 kişi PKK-KCK, 6 kişi DHKP-C, 3 kişi MLKP-MK, 2 kişi TKP(ML)-TİKO, 1 kişi İBDA-C

            Bu sözde gazetecilere yöneltilen suçlar da şöyledir:

            8 kişi patlayıcı madde bulundurma, Molotof atma, resmi evrakta sahtecilik yapma, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, küçük çocukların örgüte katılmalarını organize etmek. 17 kişi silahlı terör örgütüne üye olmak. 2 kişi yasa dışı silahlı terör örgütü kuma, 1 kişi anayasal düzeni zorla değiştirme, 1 kişi casusluk faaliyetinde bulunma. Bu kişilerin hiç biri gazeteci değildir.

            Gazetecilik dışı eylemlerinden dolayı hapiste olan bu kişiler hakkında, her gün farklı bir yasa dışı sözler yayınlayan, eleştiri sınırlarını aşıp işi hakarete vardıran basın mensuplarının olduğu bu ülkede ifade özgürlüğü yok demek gerçekleri çarptırmaktır.

            Geçen haftalardan birinde Türkiye’ye gelen Nazi kalıntısı Alman Cumhurbaşkanı saçmalayınca, lafı ağzına tıkayacak aydınlarımız Türkiye’ye yönelik ithamlara cevap verebilmelidir.

            Bizi üzen Türkiye’ye düşman havlaması değil, yabancılaşmış aydınlarımızın ihanetleridir. Muhalefet olarak biz kalkar, Türkiye’ de gazete ve televizyonlarda olmadık iftiralar atar, yabancıların ekmeğine yağ sürerseniz ülkenize ihanet edersiniz.

            Hangi hür ve demokratik ülkede Başbakana, ailesine her gün manşetten bakanlarına, milletvekillerine alenen hakaret edilir? Bizde ediliyor. Buna tahammül edilir mi? Olmadık ihanetleri işleyenlere asla fırsat vermeyelim.

                                                                                                                      11. 06. 2014

                                                                                                                  Remzi YEŞİLYURT