Lüleburgaz’da 23 Nisan coşkusu
Kenan Ürün; “Lüleburgazspor’u iyileştirmek için adayım”
Lüleburgaz’da feci kaza
Çeşme meydanına TREPAŞ Resmi Ödeme Merkezi  açıldı
Bu yazı 03 Haziran 2014, Salı 09:30:50 tarihinde eklendi. 383 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Bu gavuroğlu gavurlar Taksim’e kendileri neden çıkmıyor? -

Bu gavuroğlu gavurlar Taksim’e kendileri neden çıkmıyor?

Bir zamanlar eski dışişleri bakanlarımızdan Kamuran İnan “Türkiye’de birçok ülkenin lobisi vardır. En zayıf lobisi olanda Türk Milleti’dir…” demişti.

Bir televizyon canlı sohbetinde bu sözleri duyduğumda, iliklerime kadar titremiştim. “Türkiye’de en zayıfı bizmişiz. Yani Türk Milletiymiş.”

Anlayacağınız “Türkiye’de Alman’ının, İngiliz’inin, Fransız’ının, Amerikalı’sının, Rusya’sının daha bilmem hangi gavuroğlu gavurunun” lobisi var. Yani adamları varda bizim adamımız pek yokmuş. Vay anasını!

Peki, bu gavurun adamları kimdir, ne iş yaparlar? Kim olacak, kimisi sendikacı, kimisi siyasetçi, kimisi gazeteci, televizyoncu, kimisi sanatçı bozuntusu, kimisi eğitimci falan kimisi işadamı, bankacı, kimisi de çapulcu oluyor.

Peki, bunlar ne yapar, ağalarına nasıl hizmet ederler? Herhalde şöyle oluyor. Mesela, rahmetli Özdemir Sabancı Japonlarla otomobil fabrikası kurduya öyleyse onu susturmak lazım. Bizim piyasamızda en çok otomobili satılan ülkenin bilmem ne lobisi devreye giriyor ve gereği yapılıyor. Tabi “lobi” dediğin şey çok geniş bir organizasyon olduğundan adam kim vurduya gidiyor.

Bizim şimdiki siyasetçilerimizde laftan ve lobiden anlamıyorlarki. Türkiye yeni yeni atılımlara giriyor. Mesela “hızlı tren” ülke yollarını tuttuğu zaman kaç otobüs fabrikasının, kaç otomobil fabrikasının ekmeğini kesecek, hesabını yapan var mı?

Ama birileri yapıyordur. Napmak lazım? Durdurmak lazım tabi. Pekiii, kim durduracak? Lobi varya lobi. Bütün organlarıyla harekete geçecekler. Siyasetçisi mecliste, iş adamıyla TÜSİAT’ta, sendikacıysa işyerinde, medyacıysa gazetesinde, televizyonunda, çapulcuysa sokaklarda yakarak, yıkarak işlerini yapacaklar. Yapmıyorlar mı?

Sakın ha doğrudan “tren istemeyiz” demelerini beklemeyin. Hani Mevlana diyorya “Tilkinin kuyruğuna bastım, sesi ağzıdan çıktı” diye. Kuyruk nire, ağız nire? Ama bir alakası var demek ki.

Türk Hava Yolları yeni sene “Lufthansa”yı geçiyormuş. Almanya’dan çığlık var “Cehenneme git Erdoğan.” İstanbul üçüncü hava alanı Avrupa’nın en büyüğü oluyormuş. Avrupa’dan ses var “Türkiye’de diktatörlük var…”

Gayrisafi gelirimiz on yılda üç kat artmış. Bu artış aynen devam ederse on beş yıl sonra Avrupa’nın en büyük ekonomisi olacakmışız.

Avrupa’nın her yerinden ses çıkıyor “Türkiye nereye gidiyor? Gazeteciler içeri atılıyor, diktatörlük geliyormuş v.s.”

Ve “yürüyün Taksim’e”

Eee!. Napsın adamlar? Merkel kendisini gelip Taksim’de soyunacak değil ya. Adamlarını gönderiyor. Taksim’deki aptalların dertleri nedir bilememde Avrupalı gavurun İsrailli Siyonist’in, ABD’li emperyalistin derdi bellidir. Onların derdi Türkiye ellerinden kaçmasın uçmasın. Eskiden olduğu gibi boynundaki tasmasıyla kontrol ettikleri bir köpek gibi bizi esir tutabilme çabasıdır. Kendilerinin söyleyemediklerini, uşaklarına, lobilerine söyletiyorlar. Mademki bu kadar güçlü lobileri var. Lobi’nin işi ne olaki? Elleriyle tutamadıklarında “maşa” ağızlarıyla söyleyemediklerinde “tercüman” durduramadıklarında da “silahları” oluyorlar. 1915’de Çanakkale açıklarındaki ateş kusan “gemileri” gibi. Yine durduracağız. Yine biz galip geleceğiz.

 

Saygılarımla.

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek