33’üncü 23 Nisan Uluslararası Çocuk Şenliği başladı
Çatı yangını 3 saatte söndürüldü
Selami Tezcan’dan basın açıklaması
Kaymakam Yüce’den 23 Nisan mesajı
Bu yazı 30 Mayıs 2014, Cuma 09:26:55 tarihinde eklendi. 457 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Ah, o kahpe irade -

Ah, o kahpe irade

Yine 27 Mayıs gece baskınından bahsediyorum. Yassı Ada mahkemeleri devam ederken bir ara mahkeme reisi makamındaki haydut başı şöyle söyleyivermişti.

“Sizi buraya gönderen “İRADE” böyle istiyor.”

Yani bu sözleri söyleyen cübbeli haydut, Salim Başol orada bir “irade”nin adamıydı.

O hangi alçak “iradeyse” asla Türk milletinin iradesi değildi. Tam tersine, Türk milletine düşman Türk Milletinin iradesine düşman, karanlık bir kahbe çetinin iradesiydi. O karanlık çetenin harekete geçirdiği haydut sürüsü de Türk Milletinin iradesini esir almış, hapse tıkmış, alabildiğine aşağılıyor, alabildiğine işkenceler yapıyor. İnsan şeref ve haysiyetine yakışmayacak bir muameleyle esir aldıkları Türk Milletinin temsilcilerine akla ve hayale gelmeyecek işkenceler yapıyorlardı. Birde utanmadan “sizi buraya gönderen irade böyle istiyor” diyorlardı. Alçaklığı görebiyor musunuz? Bir mahkemenin kendi iradesi olur.

Şimdi o alçak “İRADE”yi biraz inceleyelim. O alçak “İRADE” öyle namussuz, öyle şeytanki 27 Mayıs gece baskınını hazırlamak için uydurduğu yalanlar, iftiralar, düzenlediği nümayişler yeryüzünün en kahbe kafalarına ait planlar idi. Her zaman ülkemizde de, dünyada da “basın” denilen kuruluşların yüzde seksenine sahipler. Ellerindeki bu basın silahını o kadar hoyratça kullanırlarki. Okuyanlarda çok defa bunlara inanırlar. Mesela Menderes ve iktidarı için kullandıkları bazı yalan ve iftiralar şunlardır. ^Demokrat Parti iktidarı üniversite talebelerini öldürüp İstanbul Sarayburnu’ndan denize atıyor. Bazılarını Zeytinburnu’ndaki Et Balık kurumunda kıymaya katıyor. Bazılarını yol yaparken asfaltın altına gömüyor. Fatih Rüştü Zorlu, attığı her imzadan yüzde on komisyon alıyor, yurt dışında altın kaplamalı arabaları var. Menderes ve arkadaşlarını on iki uçak dolusu altın ve mücevherat ile yakaladık…” Şu yazdıklarım ve daha niceleri o günün Siyonist basınında bangır bangır çıkmış, fısıltılarla CHP örgütlerince ülkenin her yerine yayılmış ama hiç biriside doğru çıkmamıştır. Doğru olan ise, çiftçinin bedava traktöre kavuşması.  Fakirin ilk defa ayağına ayakkabı girebilmesi. Ülkeye fabrikalar, yollar, barajlar yapılması velhasıl Türkiye’nin topyekûn kalkınmasıdır. Menderes ve iki arkadaşını astılar. Sadece asmadılar en ağır işkenceler yaptılar. Gardiyan anlatıyor “yıkamak için soyduğumuzda vücudunda sigara söndürülmeyen yer yoktu.” Bunu yapanlara “alçak, satılmış, namuzsuz” demeyecek miyiz?

Kore kahramanı General Tahsin Yazıcı Demokrat Parti vekiliydi. Onu bile tekmelediler. Bunlara “Alçak” demeyecek miyiz? O günün Genel Kurmay Başkanı aynı zamanda İstiklal Harbi gazisiydi. Onu bile tekmelediler. Bunlara “alçak, satılmış” demeyecek miyiz?

 

Evet, o alçak “İRADE” hala içimizde. Hala yalanlarına, iftiralarına devam ediyor. Hala planlar yapıyor. Mevcut hükümetler en kısa zamanda bir “kamuoyu bakanlığı” kurmalıdır. Milletimizi aydınlatmalıdır. Yoksa bu şerefsizlerin yalanları devam ediyor. Üstelekte inananlarımız oluyor. Benden söylemesi. Saygılarımla.

Yazdır Paylaş
Diğer Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek