CHP, için hilesi olmayan tek seçim 1946’dakidir -

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde çok seçim olmuştur. CHP’liler seçimlerin hepsine de itiraz etmişlerdir. Hepsinde de hile olduğunu iddia etmişlerdir. Tıpkı şu Otuz Mart seçimlerinde olduğu gibi.

Sadece 1946’da yapılan genel seçimlerden memnundular. CHP’ye göre hiç hilesi olmayan seçim 1946’da yapılandır.

O seçimin en önemli özelliği açık oy, gizli sayımdır. Yani oyu kullanırken kime, hangi partiye oy verdiğini herkes görecek ama sayarken kimse görmeyecek. Oy kullanırken başçavuş gözlerini dikmiş “eğer oyunu CHP’ye vermezsen kemiklerini kırarım” der gibi adamın gözüne bakıyordu. Sıkıysa verme, o geceyi karakolda geçirirsin. Böyle seçimin dürüstlüğünden kim şüphe eder? Sıkıysa şüphe et.

Mahalleden üç beş yüz kişi toplanıp hep beraber aynı sandıkta “Demokrat Parti’ye” oy kullanıyorlar. Akşama sayılıyor, aynı sandıkta oylar CHP’ye çıkıyor. Demokrat Parti’ye oy yok. Sıkıysa “bizim oylar ne oldu?” diye sor.

Şair Yavuz Bülent Bakiler sık sık anlatır “Ankara’nın bir mahallesinde iki yüz kadar kişi gittik, Demokrat Parti’ye oy verdik, akşama baktık bizim sandıktan Demokrat Parti’ye hiç oy çıkmadı” diye.

Böyle seçime CHP neden kurban olmasın?

1946 seçimlerinde belki de Türk Milletinin yüzde sekseni Demokrat Parti’ye oy verdiği halde, sandıktan CHP iktidarı çıktı. Kasten ve cebren CHP kazandı. Kim itiraz edecek? Onun için Türkiye tarihinin en hilesiz, en dürüst seçimi CHP’lilere göre 1946 seçimidir. Çünkü bu seçimi milletten döve döve, seve seve cebren almışlardır.

Utanmadan, sıkılmadan Türk Milletine dört yıl daha zulüm etmişlerdir. Mersin’in Aslan Köyü dillere destan bir uğraş vermiştir. Oy kullanıldıktan sonra sandıklar alınıp oylar değiştirilmek istenmiştir. Fakat Aslan Köyün halkı, bilhassa da kadınları seçim sandıklarını şehirden gelen memurlara vermemişlerdir.

Halk “Ortada herkesin gözleri önünde sayacağız ve tutanak tutacağız” dedikleri halde iktidarın zorbaları “olmaz sandıkları siz bize verin, biz sayar tutanağı da tanzim ederiz” demişlerdir. Münakaşa büyümüş köy kadınları oylarına sahip çıktı diye karakola götürülmüşler, zulüm görmüşler. Mahkemelere çıkarılmışlar, cezalar almışlardır. Yaaa! Bu CHP’nin elinden bu millet az mı çekti. Millet geliyor oyunu Demokrat Parti’ye veriyor. “Hayır, sen CHP’ye oy verdin” deniliyor.

Sonra 1950’de yine seçim oldu bu defa ne kadar hile yaptılarsa da Demokrat Parti’nin iktidar olmasını önleyemediler. O günden sonra CHP hiç seçim kazanamadı.

Bundan sonrada kıyamete kadar kazanamayacak. Neden?

Çünkü bu milletin özüne, kültürüne ters de ondan.

O günden sonra hiçbir seçimi kazanamadılar ya, onlara göre kazanamadıkları bütün seçimlerde hile yapılıyor. Mademki CHP kazanamıyor öyleyse hile var, demektir.

Son mahalli seçimleri de kaybettiler ya, her zamanki gibi yine hilede hile.

Yahu eğer seçimde hile yapılabiliyorsa onunda kralını siz yaparsınız. Çünkü sizin tarihi tecrübeniz var. Ama artık millet gözünü açtı. Artık sopayla, tehditle oy alma zamanı çok gerilerde kaldı.

Bu arada şunu da unutmayalım. Yetmişli yıllarda Hatay’ın Samandağ ilçesinde CHP’ye nüfusundan çok oy çıkmıştı, nasıl olduysa?

Biz kimin hile yapacağını çok iyi biliriz.

CHP’ye göre Türk tarihinin en hilesiz seçimi 1946’daki seçimdir. Açık oy, gizli sayım.

Jandarma sopası, polis nezaretiyle.

Hala onu özlüyorlar zavallılar.

Saygılarımla.