Hedef Taksim mi, tahrip mi? -

Bazı yakıcı, yıkıcı, bölücü parti ve sendikalar ısrarla 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak istiyorlar. Neden acaba?

İstanbul’da daha birçok meydan var, oralarda kutlansa olmaz mı? Olmasına olurda, nasıl kavga çıkaracaklar? Maksat 1 Mayıs kutlaması değil ki. Eğer maksat 1 Mayıs’ı kutlamak olsa veya işçi hakları olsa o zaman alternatif çok ama maksat işçi hakkı falan değil. Maksat kavga çıkartmak, olay olsun, kan dökülsün, tahribat, huzursuzluk olsun.

Onun için illa da Taksim. Çünkü Taksim’de kırılacak daha fazla cam var, daha çok tahrip edilecek işyeri var. Zarar verilecek daha çok esnaf var, insan var.

Ülke ekonomisine ve insanına daha çok zarar verebilme imkanı Taksim’de mevcut, onun için “illa da Taksim” diyorlar.

Taksim olayları sırasında bir platform oluşturmuşlardı, adıda “Taksim Platformu” idi. Bu platformun sözcüleriyle Başbakanda görüşmüştü de “ne istediklerini” sormuştu ya. İstekleri neydi? Birrr, üçüncü Boğaz Köprüsü inşaatı durdurulacak. İkiii, yeni hava alanı inşaatı durdurulacak. Üüüç, Kanal İstanbul’dan vazgeçilecek…

Bi dakka, bi dakka, bi dakka. Bunlar sizin şartınız olamaz. Ya da kanı ve dini bu milletten olan bir kafa bunları istemez. Siz hangi düşman adına bunları söylüyorsunuz?

Ya da siz hangi düşman devletinin ajanısınız?

Size bu istekleri hangi gavur oğlu gavur söyletiyor?

Neyse, sinirlerimize hakim olarak devam edelim. Bu adamlar galiba “Türkiye’yi Taksim’den yıkabileceklerini” sanıyorlar. Hani Osmanlı’yı oradan ykmışlardı ya. Yani 31 Mart İsyanı Taksim’deki taş kışladan başlamıştı ya, onu tekrar etmek istiyorlar.

Şimdi bunlara söylesek “tamam arkadaş, köprüyü de, havaalanına da, Boğaz İstanbul’u da diğer sizin istediklerinizi de yani santralleri de, hızlı trenleri de, barajları da, tank, top, füzeleri de, uçakları da yapmaktan vazgeçtik. Hatta “sizin gönlünüz hoş olsun” diye, her türlü gelişmekten, ilerlemekten de vaz geçtik. IMF’den borçta alacağız daha başka bir talebiniz varsa onları da kabul ettik” desek eminim bunlar Taksim’e çıkmaktan vazgeçerler, sükûnete ererler, rahatlarlar, mutlu olurlar. Çünkü onları çıldırtan, mutsuz eden ülkemizin kalkınmasıdır. Türkiye’mize yapılan eserlerdir, milli gelirin yükselmesidir.

Bu yazıları okuyanlardan bazıları belkide benim aşırıya kaçtığımı iddaa edeceklerdir. Hayır, hayır. Tam tersine az bile söylüyorum. Mesela şu son 1 Mayıs’ta Taksim’e hücum edenlerin içerisinde “Türkiye mimar, mühendis odaları” da vardı hem de kurumsal olarak. İşte bu oda 1970’li yıllarda “Keban Barajını yaptı” diye Süleyman Demirel’i odadan ihraç etmişlerdi. Bu tavrı neyle izah edeceksiniz? Adamı “baraj yaptı” diye odadan ihraç ediyorlar. Söyleyin bunun manası nedir?

Aynı oda, üçüncü köprünün temelleri atılacağı gün üyelerine engel olmak için temel atma yerine çağırıyordu. Telefonlarına mesaj atıyordu. Bunun manası nedir? Bu tavırları bu milletin bir mensubu yapabilir mi?

CHP Milletvekilleri de oradaydılar.

“Yaptırmamak” konusunda zaten bunlar hemfikirler. Son seçimlerde Allah c.c. İstanbul’u korudu eğer belediyeyi CHP bir kazansaydı, elleri molotoflu o Vandallar hepsi İstanbul Belediyesi’nde görevli olacaklardı. O zaman sen o belediyeden hizmet bekle.

Yeni nesil bilmez, biz o günleri gördük. İstanbul Belediyesi CHP’deydi Sözen zamanında o gördüğünüz elleri taşlı, sopalı, molotoflular belediyeye dolmuştu da İstanbul sokakları, meydanları, caddeleri çöp yığınlarıyla dolmuştu. İstanbul’da kokudan, sinekten gezilmiyordu. Sular akmıyor, musluklardan “tııss” sesiyle beraber çamur geliyordu. Maalesef bunlar bu milletin başının belasıdırlar. Milletimize zarar vermek bunlara zevk veriyor. Ne hikmetse de dünyanın bütün sömürgecileri, dolar milyarderleri, zalimleri, çağdaş firavunları bunların arkasında oluyor. Taksim’de birilerini coplasan New York’tan, Londra’dan ah sesi çıkıyor.

Saygılarımla.