İlçe Emniyet Müdürü Osman Ünal’a veda
Turhal Kaynak hayatını kaybetti
Serbülent Avcu’dan “GELİN CHP’YE YENİDEN ÜYE OLUN” çağırısı
Alman ve İspanyol bisikletçilere Türk misafirperverliğini gösterdiler
Bu yazı 18 Nisan 2014, Cuma 09:21:16 tarihinde eklendi. 609 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Kutlu Doğum - Ahmet Bostancı

Kutlu Doğum

Ayet-i kerimede Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Andolsun ki Allah, müminlere kendi içlerinden bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. O peygamber ki, onlara Allah’ın ayetlerini okur, onları arındırır, onlara kitabı ve hikmeti öğretir. Hâlbuki daha önce onlar apaçık bir dalalet içinde bulunuyorlardı.”

Hadis-i şerifte ise Allah Rasulü (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Benimle ümmetimin durumu (geceleyin) ateş yakan kimsenin hâline benzer. Böcekler ve kelebekler o ateşe düşmeye başlar. İşte ben de sizler ateşe girerken kuşaklarınızdan tutup engellemeye çalışıyorum.”

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in bir kutlu doğumunu daha idrak ediyoruz. Bu vesileyle Peygamberler zincirinin son halkası, hâtemü’l-enbiya Ahmed-i Mahmud Muhammed Mustafa’ya, onun ehl-i beytine ve ashabına salât ve selâm olsun!

Rahmet Peygamberi (s.a.s), insanlık değerlerinin aşındığı bir zaman aralığında yeryüzünü şereflendirdi. Hayatın anlamının hızla kaybolmaya başladığı bir asırda dünyamızı anlamlandırdı. Fıtratın bozulmaya yüz tuttuğu, kula kulluğun sınır tanımadığı, cehaletin kol gezdiği bir çağda insanlığı hak, hakikat, adalet, fazilet ve yüksek ahlaki değerlerle buluşturdu. Peygamberimiz, rahmet çağrısıyla tarihin akışını değiştirdi. İnsanlığın kalbini ve aklını aydınlattı. Kur’an-ı Kerim’i beyan etti. İlahi mesajı, yaşayan bir hayata dönüştürdü. Rabbimizin varlığını, birliğini ve ebediyet ülkesine seyahatimizi öğretti. Hayatı ve ahlakıyla çağlar üstü örnek oldu. Efendimiz, bütün zamanlarda aklın, ilmin, ahlâkın, sabır ve vefanın, sadakat ve samimiyetin, güçlü iken müşfik olmanın, haklı iken özveride bulunmanın, haksızlığa karşı gür sedanın, akıl ve imanın önündeki engellere karşı yüreğini ortaya koymanın adı oldu. Tüm insanlığa, gecesi gündüz gibi apaydınlık bir yol bıraktı. Onun hikmetli sözleri, örnek iyeti onunla tanıdı. Müslümanların ürettiği yüksek kültür ve medeniyet, hep onun öğretileri üzerinde yükseldi.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in Mekke’de yaktığı İslâm meşalesi tutuşup öyle büyüdü ki tüm zamanları aydınlattı. İman, teslimiyet, sadakat ve samimiyetle atılan tohumlar yeşerdi, filizlendi, büyüdü. Bütün çağlarda meyvelerini verdi. İmanla tutuşan gönüller birbirlerine ısındı. Irk, renk, dil, bölge ve coğrafya farkları gibi engeller bir bir aşıldı. Müslümanlar kardeş oldular, tek vücut oldular. Aynı bütünün parçaları, aynı binanın tuğlaları, aynı “Bir”in yansımaları, tevhid ile gelen vahdetin temsilcileri oldular. Aynı inanca bağlı bir ümmet olmanın huzur ve mutluluğunu yaşadılar. Namazda kıbleye dönerken, Kâbe’de tavaf ederken, Arafat’ta vakfeye dururken ümmet olmanın, bir ve beraber olmanın en güzel örneklerini sergilediler. 

Ancak bugün içinde yaşadığımız çağın, doğumunu kutladığımız Sevgili Peygamberimizin örnekliğine, önderliğine ve rehberliğine her zamankinden daha çok ihtiyacı var. Bugün onu okumaya, onu anlamaya, dahası yaşamaya ihtiyacımız var. Onu tanımanın, onu sevmenin sağlayacağı güven ortamına ihtiyacımız var…

Bugün Peygamberimizin dünyaya gelişini, yetim ve öksüz kalışını, çocukluğunu ve çocuklarla ilişkilerini yeniden öğrenmeye ihtiyacımız var. Bugün bir kez daha Rahmet Peygamberinin nezih gençliğini, gençlerle iletişimini, gençliğinde haksızlıklarla nasıl mücadele ettiğini bilmeye ihtiyacımız var. Bugün her zamankinden daha çok Peygamberimizin Hz. Hatice validemizle dostluk ve arkadaşlık üzere bina ettiği; vefatından sonra Hz. Aişe validemizle sevgi, ilgi, bilgi ve hikmet üzere inşa ettiği aile yapısını keşfetmeye ve iliklerimize kadar yaşamaya ihtiyacımız var. Bugün bir kez daha onun cahiliye toplumu ile mücadelesini, Medine’yi arayışını, Habeşistan hicretlerini, Akabe görüşmelerini, Taif’te taşlanışını ve yaralar içinde iken “Allah’ım, onlara merhamet et, çünkü onlar bilmiyorlar” deyişini hatırlamaya ihtiyacımız var. Medine’ye hicretini, mescidi inşasını, Evs ve Hazrec’in yıllar yılı süren kavgalarına son verişini, Ensar ve Muhaciri kardeş kılışını, ashab-ı suffayı anlamaya ihtiyacımız var. Bugün bir kez daha onun, toplumu gergef gergef ören samimi ve dürüst ilişkilerini öğrenmeye ihtiyacımız var. Onun eğitiminden geçen, her biri birer yıldız ve insanlığı aydınlatan birer meşale olan ashabını tanımaya ihtiyacımız var. Hz. Ebubekir’in dostluğunu ve sadakatini; Hz. Ömer’in, hikmet ve adaletini; Hz. Osman’ın iffet ve hayâsını; Hz. Ali’nin ilim ve cesaretini günümüze taşımaya ihtiyacımız var. Bugün bir kez daha onun “Yetime sahip çıkan, cennette benimle yan yana olacaktır” “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” “Yanınızda çalışanlar sizin kardeşlerinizdir; yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin; emeklerinin hakkını alın terleri kurumadan verin” çağrılarına yeniden kulak vermeye ihtiyacımız var. 

Her biri bir destan olan Bedir, Uhud, Hendek, Hayber ve Tebük’ü okuyup anlamaya ihtiyacımız var. Yahudileri de içine alan Medine Sözleşmesini, Necranlı Hristiyanlara Mescid-i Nebevi’yi ibadet mekânı olarak tahsis edişini, Hudeybiye’de sulh için gösterdiği çabayı, Mekke’nin fethinde Ebu Süfyan’ı, Hind’i ve amcası Hz. Hamza’nın katili Vahşi de dâhil insanları affedişini; Huneyn’de aldığı ganimetleri fakirlere dağıtışını, Veda Haccını, insanlık tarihine altın harflerle yazılan Veda Hutbesini; “İnsanlar, tarağın dişleri gibi eşittir. Hepiniz Âdem’densiniz, Âdem de topraktandır.” deyişini, “Kadınlara hayırla muamele edin, onların sizin üzerinizde hakları vardır.” diye haykırışını, “En Yüce Dost’a gidiyorum.” diyerek dünyaya veda edişini ve nihayet “Gözümün nuru namazı bırakmayın.” deyişini hatırlamaya ve anlamaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.

Sizler, Peygamberimiz (s.a.s)’in gönlünden hiç eksik olmadınız. O, sizlerden hep “kardeşlerim” diye söz etti. Rabbimden niyazım odur ki, sizlerin gönlünden de Peygamberimiz hiçbir zaman eksik olmasın! Onun kutlu doğumunun ülkemiz, milletimiz, âlem-i İslâm ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. 

 

 

Yazdır Paylaş
Diğer Ahmet Bostancı Yazıları
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek