Gülen Cemaati’nin gazetelerini okumadık, televizyonlarını seyretmedik, dershanelerinden çocuklarımızı aldık, okullarına çocuklarımızı göndermedik, yaptığımız hizmetleri kestik, sohbetlerine gitmedik, bu salya sümük (şafleya) çeteyi ortadan kaldırmak için hükümete destek verdik, hem de yüzde 50’ye yakın bir destekle.
Peki, şimdi ne olacak? Devlet inlerine ne zaman girecek? Halk, iş adamları hep bu soruyu soruyor. Konuşulan ve sorulan soruların bir kısmının cevapları internet üzerinden yayınlanıyor.
Anlaşılan o ki paralel devlet ülkemizin her yerinde var. Hükümet bu durumu hemen gözden geçirmeli ve gerekli tedbirleri almalıdır.
Neyse, söylemek istediğim şudur: Nereye gitsek aynı soru soruluyor. Aynı konu konuşuluyor. Herkeste bir beklenti var. İnlerine ne zaman girilecek?
Ortada bir örgüt, bir ihanet, bir yapılanma var, bir casusluk, bir alçaklık var. Paralel bir yapılanma var. Yabancı istihbarat örgütleri ile ilgili bir iş birliği vardır. Ülkemizin geleceğine, marka olmuş değerlerine, siyasetine bir saldırı vardır.
Bu sebeple ilgili olarak da toplumda giderek yükselen beklentiler de yersiz değildir. Suca bulaşan, ülkesine ihanet eden herkesten hesap sorulmalıdır. Hatta bunlarla iş tutan varsa bakan ve milletvekillerinden de hesap sorulmalıdır.
Ama bir şeye çok dikkat edilmelidir. Adalet ve vicdan duygusu asla terk edilmemelidir. Kurunun yanında yaş da yanmamalıdır. Bunun için büyük hassasiyet gösterilmelidir.
Bu yapı içindeki gençler mutlaka yeniden kazanılmalıdır. Tıpkı geçmiş darbe dönemlerinde olduğu gibi…