Sevgili dostlar öncelikle cesedi muayene edilmesi için çıkarılıp bir torba içerisinde elden ele dolaştırılırken kaybolan..
Eşyaları "hacizli" oldukları gerekçesiyle ailesine teslim edilmeyen.
Mezar bile çok görülen
Sebahattin Ali'ye kızı ıstranca dağlarında babasının insandan kaçışına ve yalnızlığına denk, onun sözlerinin kazındığı bir kaya'yı mezar yaptı.
"Başım dağ, saçlarım kar'dır
Benim meskenim dağlardır"
Kapitalizmin bizim bölgemizde yok ettiği ünlü şairimiz Sebahattin Ali'yi geçtiğimiz günler ölüm yıl dönümü olması nedeni ile saygı ve rahmetle anmak istedim.
Kapitalizm dedik ya
Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak!!
Bu ifade sermaye medyasında sık sık konuşulur oldu.
Uzman ve bilim insanı kılığında birileri bu ve benzeri lafları geveleyip duruyor.
Koronavirüs ile birlikte dünyanın tümden değiştiğini, eski kuralların ve toplumsal hayatın geride kaldığını söylüyorlar.
Biz biliyoruz ki bu şahıslar kapitalist sömürü düzeninin çıkarları adına konuşuyorlar.
Bir amentü gibi "hiç bir şey eskisi gibi olmayacak" diyerek toplumu baskı ve yasak dalgasına hazırlıyorlar.
Her türlü demokratik hakkın ortadan kaldırıldığı, özgürlüklerin yok edildiği, yeni teknolojiler sayesinde herkesin adım adım izlendiği, dayanışma ve yardımlaşmanın yok edildiği, insanların bencillik çukuruna atıldığı dünya tasfirine "YENİ NORMAL" diyorlar.
Durmaksızın topluma korku enjekte edilmesi, şu anda dünyada olup bitenin asıl nedeninin koronavirüs olmadığını açıklamıyormu?
İLO, kriz yüzünden 200 milyon işçinin işten atılacağını, 500 milyon insanın ise aşırı yoksullaşarak açlık sınırına itileceğini açıkladı.
Yani koronavirüs ile gizlenen, kriz öncesine göre dünyada ki işsizlik, eşitsizlik yoksulluk çok daha artmış durumda işe bu yüzden zamanı korkuya boğup insanları düşünemez hale getirmek, iradelerini ellerinden almak ve bir sürü gibi yönetmek istiyorlar.
Sevgili dostlar Hz Ali'ye sormuşlar "devletin dini varmı"?
Cevap vermiş; var,
Devletin dini adalettir..
Adaleti olmayan devlet zaten dinsizdir.
Her seçim öncesi adaleti tesis edeceğini söyleyenler, insanların yaşam tarzlarına müdahale etmeye devam ediyorlar.
Bu yazımın başlığında belirttiğim gibi virüs yasaklarında hedef hızla yapılması planlanan erken seçim sonrası mı ?
Kıymetli dostlarım iktidar yerel seçimlerde ağır bir yara aldı ve kendilerine dersler çıkardı.
Stalin'in dediği "oyları kimin verdiği değil kimin saydığı önemlidir" sözünü yıllarca kendilerine rehber edindiler ama geçtiğimiz yerel seçimlerde ezberleri bozuldu.
Çünkü muhalefet sandıklara sahip çıktı ve günlerce de başlarında bekleyince sayma konusu sekteye uğradı.
Sonuç, seçimi büyük şehirlerde kaybettiler.
Aynı akıbete genel seçimlerde uğramamak için de koronovirüs ve yasaklarını kullanıp halkın sandığa gitme oranını düşürüp, kolluk kuvvetleri ile de sandık başlarında ve boş alanlarda beklenilmesini engellemeyi hedef alma ihtimalleri çok yüksek.
Bu nedenle koronovirüs kesinlikle azalmamalı, korku halka iyice işlenmeli ve oy kullanma oranı aşağı çekilmeli.
Yasaklar ile de insanların okul bahçelerinde birikmelerini kolluk kuvvetleri ile engellemek onlar için hayati önem taşımaktadır.
Kaybetmemek için de diğer bir senaryo da Avrupa da denenen elektronik seçim yöntemidir..
Tabi bunun için İnternet alt yapısı oluşturulmuş olması gerekiyor.
Umarım bu yazdıklarım konusunda ben yanılırım..
Yasakların olmadığı, sağlıklı günlerde görüşmek üzere.