Murat mahir Altan, depremzedelerle buluştu
Yavuz Muhtar yeniden aday
Vali Ekici, jandarma personeli ile iftar yaptı
Ahmetbey köftesine coğrafi işaret almak için protokol imzalandı
Bu haber 01 Eylül 2020, Salı 08:58 tarihinde eklendi. 4741 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

“Lüleburgaz Deresi ikinci bir Ergene olmasın”

Lüleburgaz Belediyesi ile Lüleburgaz Emek ve Demokrasi Platformu, Lüleburgaz deresinin temizlenmesi ve Ergene Nehri’ne dönüşmemesi için basın açıklaması yaptı.
“Lüleburgaz Deresi ikinci bir Ergene olmasın”  

Lüleburgaz Belediyesi ve CHP, Emek Partisi, İYİ Parti, Sol Parti, Lüleburgaz Kadın Platformu, Karamusul Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ,YKKED (Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği),Türk İş/ Kristal İş,Petrol İş, DİSK/Genel İş, Gıda iş,Tekstil,Emekli Sen, KESK/ BES,SES,Tüm Bel Sen’i bu konuda çatısı altında toplayan ile Lüleburgaz Emek ve Demokrasi Platformu yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verildi “ İnsanlar akarsu kenarlarını, kendilerine yerleşim alanı olarak seçmişlerdir. Çünkü su yaşamdır. İnsanlar ve evcilleştirdiği hayvanlar suyunu dereden içecek, sebze, meyve dereden sulanarak yetiştirilecektir. Dünyanın heryerinde olduğu gibi, Kaynarca'dan Lüleburgaz'a kadar köyler de dere kenarına kurulmuştur. Istrancalardan doğan iki ayrı dere, yüzyıllarca, köylere yaşam vererek Kaynarca'dan gelen dere ile birleşip Lüleburgaz'a yaşam kaynağı olmuş ve Ergene’ye temiz bir şekilde ulaşmıştır. 

Kendileri için önemli bir yaşam kaynağı olduğunu bilen insanlar, yakın zamana kadar hüküm süren doğal ekonominin de katkılarıyla derelerini koruyup kollamışlar, hem kendileri, hem de diğer canlılar için temiz tutmuşlardır.

Bugün, doğal ekonominin yerini pazar ekonomisinin almasıyla birlikte, her şeyin para ve rantsal değer olarak ölçülmesinden dereler de nasibini almıştır. Bir yandan endüstriyel tarımın köylere kadar girmesi, diğer yandan plansız programsız gelişen, insanlarla beraber, bütün canlıların yaşam alanlarının içine kadar girip yok eden sanayi ile birlikte, doğal yıkım başlamıştır. 

Plansız ve denetimsiz sanayi kuruluşlarının zehirli kimyasal atıkları yetmiyormuş gibi, üzerine bir de köylere yapılan kanalizasyonlar doğrudan dereye salınmış , tarlalara atılan zehirlerin atıkları dereye bırakılmıştır. Derelerin pisliklerimizi alıp götürdüğünü sananlar ciddi bir yanılgı içindedirler. Bunun böyle olmadığını Ergene’de gördük, daha başka onlarca örnekte gördük ve acı sonuçlarını hep birlikte yaşıyoruz.

Kirletilen derenin suyuyla sulanan domates, biber, patates, çeltik vs. sofralarımıza gelmekte, sağlığımızı tehdit etmektedir. Bu arazilerde sulu tarım yapılmasına izin veren ilçe tarım müdürlüğü, DSİ'nin, ‘su temizdir ,kullanılabilir’ raporu verdiğini söylüyor. Oysa, elimize ulaşan, ‘Lüleburgaz Köprüaltı Deresi Kirlilik Değerlendirmesi Raporu’ böyle söylememektedir.

Raporun sonuç bölümünde, “Evsel, endüstriyel ve tarım kaynaklı atık suların dereye doğrudan deşarj edilmesi ile; derede canlı yaşamı sona ermiş, insan ve diğer canlı yaşamı tehdit eder aşamaya gelmiştir. Bu durumun devam etmesi, kirletici kaynakların deşarjlarının önlenmemesi durumunda dere; geri dönüşü olmayacak bir şekilde atık su kanalına dönüşecek, bölgede yaşayan insan ve diğer canlıların yaşamlarını tehdit eder duruma dönüşecektir

Dereye doğrudan atık su deşarjları acil olarak önlenmeli, derenin yeniden hayat bulması için çalışmalar yapılmalıdır. Ekolojik yaşamda bir canlı türünün yok olması, bütün canlılarında sonun başlangıcı olduğu göz önüne alınmalıdır.” denilerek, tehlikenin büyüklüğü ortaya konulmaktadır.

Bizler, Ergene’nin nasıl bu duruma geldiğini, yaşayarak gördük, çok iyi biliyoruz. Şu anda Ergene, bir ‘zehir nehri’dir. Yarattığı sonuçları hepimiz bire bir biliyoruz, görüyoruz, yaşıyoruz. Şimdi yıllardır süren duyarsızlığın sonucu, hemen dibimizde, ikinci bir Ergene oluşmaktadır. Buna izin vermemeliyiz, göz yummamalıyız!

Bilim insanlarının ve uzmanların hazırladığı rapor bize: ‘Dereden su içme, suya temas etme, hatta çevresinde yaşama!.. Bu dereden hayvanları sulama, ürünlerini sulamakta kesinlikle kullanma. Eğer bunlara uymazsan ciddi sağlık sorunları ile karşı karşıyasın’ demektedir. Kısaca söylemek gerekirse, halk sağlığı tehlikededir.

Öyleyse Köylerimize hayat verip Lüleburgaz'ımıza ulaşan bu derenin kirletilmesini engellemeliyiz. Derenin ıslahını yapacak olan kurumlar görevini yapmalı, acil önlemleri derhal almalıdır.

Bütün halkımızı ve demokratik kitle örgütlerini birlikte mücadeleye çağırıyoruz. 

Derelerimiz temiz ve özgür aksın!

Yaşam Kaynağımızı Bırlıkte Kurtaralım”

Buğra KAYA

Yazdır Paylaş
ETİKETLER :
Diğer Haberler
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek