Lüleburgaz Sivil Toplum Kuruluşları Platformu tarafından Yeni Zelenda’da iki camiye düzenlenen saldırılar nedeniyle 18 Mart Pazartesi günü Kongre Meydanı’nda saat 16.00’da basın açıklaması düzenlendi.
Gerçekleştirilen basın açıklamasına Lüleburgaz Kaymakamı Mustafa Kaya, Lüleburgaz Cumhuriyet Başsavcısı Muhammet Sami Saçkan, AK Parti Lüleburgaz Belediye Başkan Adayı Akın Kamacı, MHP Lüleburgaz Belediye Başkan Adayı Armağan Ayyıldız, kurum müdürleri, siyasi parti temsilcileri ve öğrenciler katıldı.
Program İstiklal Marşı’mızın okunması ile başladı. Kur’an-ı Kerim tilavetinin okunmasının ardından basın açıklaması gerçekleştirildi.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Bugün burada, başta Yeni Zelenda’daki iki Camii-Şerif içerisinde yapılan insanlık dışı saldırıyı lanetlemek, saldırı sonucu şehit olan 50 Müslüman kardeşimiz için gıyabi cenaze namazı kılmak, yaralı kardeşlerimize Cenâb-ı Hak’tan acil şifalar dilemek, ayrıca Mısır’da idam edilerek şehit olan Müslümanlar, Yemen’de aç bilaç şehit olan çocuklar, Doğu Türkistan’da ne ahvalde olduğunu bilemediğimiz sistematik zulüm altında inim inim inleyen öz gardaşlarımız ve en nihayetinde mukaddes emanetimiz olan Kudüs Şehri’mizde, Mescid-i Aksa’ya karşı olan ahlaksız saldırıları kınamak için buradayız.
Bize göre, dünyanın öbür ucu Yeni Zelenda’da bir cani terörist, katliam yapıyor, Müslümanları katlediyor ve yaptığı bu adiliği, sosyal medyadan canlı olarak yayınlama küstahlığını gösteriyor. Kullandığı silahlardan birinin adı, ‘Türk Yiyici’ ve bu silahlarda, daha önce Müslümanlara yönelik benzeri katliamlar yapmış katillerin isimleri yazılı.
Bu ne yaman bir çelişkidir ki; İslam terörü deniliyor, Müslüman katlediliyor. Hıristiyan terörü deniliyor, Müslüman katlediliyor. Yahudi terörü deniliyor, Müslüman katlediliyor, Budist terörü deniliyor (Mynmar’da olduğu gibi,) yine Müslüman katlediliyor.
Bu menfur saldırıdan tek bir kişinin sorumlu olduğunu iddia etmek, gerçekleri örtmek ve yeni katliamlara davetiye çıkarmak demektir. Bu tür saldırıları önlemenin yolu küresel siyasetin ve medyanın, İslam karşıtı ve İslam’ı terörle özdeşleştiren tutumundan vazgeçmesidir. Batı siyasetinin, yürüttüğü son Haçlı Savaşı’na son vermesidir. Aksi takdirde bu tür saldırıların gelmesi kaçınılmazdır. Bu elim olay karşısında Müslümanlar, kendilerine emredilenin dışına çıkmamalıdır. Düşmana benzememelidir. Ülkemizdeki kilise ve havralardaki hıristiyan ve yahudiler, diğer dinlere mensup kişiler, can güvenliği korkusu yaşamadan ibadetlerini yerine getirmelidir.”
Buğra KAYA