Lüleburgaz’dan Filistin’e destek

Lüleburgaz Sokollu Mehmet Paşa Camii’nden hareket edilerek Kongre Meydanında düzenlenen basın açıklamasına Lüleburgaz Kaymakamı Mustafa Kaya, İlçe Milli Eğitim Müdürü Nedim Çetin, AK Parti İlçe Başkanı Tanzer Koç, MHP İlçe Başkanı Akın Çetinbaş, okul müdürleri, öğretmenler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Program Dernek Cami İmamı Mevlüt Kayışoğlu’nun Kuran-ı Kerim Tilaveti ile başladı. Ardından Lüleburgaz Müftüsü Hüseyin Uysal Filistin’de şehit olan sivil halk için dua okudu.

Basın açıklaması ise Ensar Vakfı Lüleburgaz Şube Başkanı Eyüp Sabri Erdem tarafından okundu. Yapılan açıklamada, “Lüleburgaz Sivil Toplum Kuruluşları Platformu olarak; İsrail'in, Filistin'de yaptığı soykırımı lânetlemek, orada zulüm gören kardeşlerimize dua etmek ve dertleriyle dert derlenmek için bir araya geldik. Rabbimiz, burada bulunan siz değerli kardeşlerimizden razı olsun. ABD; Büyükelçiliğini, Tel Aviv'den Kudüs'e taşıyarak, uluslararası hukukun en temel ilkelerini, uluslararası toplumun iradesini, tarihi ve sosyal gerçeklerini hiçe saymakta ve haksız, hukuksuz, diktatörce tavrını ortaya koymaktadır. Bu adımıyla tüm ilgili BM kararlarını ihlal etmiş, uluslararası toplum nezdindeki inandırıcılığını kaybetmiştir. "Gerçekten 'barış' istediğini" defalarca kanıtlayan Filistin halkını cezalandırmış, Filistin halkının yüzlerce yıllık vatan topraklarını işgal eden, abluka ve yasadışı yerleşimlerle iki devletli çözüme yönelik taahhütleri çiğneyen, barışı bizzat imkânsız hale getirmeye çalışan İsrail'i ise ödüllendirmiştir. Tarih ve insanlık, bu haksızlıkları asla affetmeyecektir. Kudüs'te yer alan Mescid-i Aksa! İsra Sûresi'nin 1. âyetinde açıklandığı üzere “çevresi mübârek kılınan” kutlu bir mekân; Allah Rasûlü’nün buyurduğu üzere de "yeryüzünde Allah için kurulan ikinci mescit"tir (Buhari, Enbiyâ 40; Müslim, Mesâcid 1,2.). Yahudilerin bu mescidi yıkmak hevesi vardır. Buraya Süleyman mabedi adı altında yeni bir havra inşâ etmek istemektedirler. Amaçları budur.  Uluslararası camiada devlet vasfı taşıyan ancak gerçekte organize bir terör örgütü olan İsrail'in nihai hedefi; 1967'den bu yana işgal ettiği Doğu Kudüs'ü; kanunsuzlukla, zorbalıkla tamamen bir yahudi yerleşimi haline dönüştürmektir. ABD başkanı Trump'ı, düzmece (!) Mesih olarak ilan eden bu yahudi teröristler! Sapkın amaçlarına ulaşmak için; bebek, çocuk, hamile, kadın, yaşlı, engelli ayırımı yapmaksızın cinayetlerine devam etmektedirler. İsrail, Türkiye'ye ait toprakların da içinde bulunduğu geniş bir coğrafyayı kendi kutsal ülkesi olarak görmekte ve buraları ele geçirebilmek için her türlü yönteme başvurmaktadır. Halkımız ve bütün insanlık bilmeli ki bu bölgede akan bütün kanın, bütün iç savaşların ve bütün terör olaylarının arkasında doğrudan ya da dolaylı olarak İsrail vardır. Siyonist İsrail yönetimi, bütün İslâm ülkelerini ve bütün dünyayı ateşe vermekten kaçınmayacak kadar sapkın bir inanca sahiptir. İsrail'in kurulduğundan beri izlediği politika asla değişmemiştir. Kızıldeniz'i geçtikten sonra daha ayaklarının çamuru kurumadan, Mûsâ Aleyhisselâm'dan "tapınmak için putlar" isteyen bu lanetli kavim, İsrailoğulları! Allah'ı ve insanlığı kandırdığını zannetmekte ise de aslında kendisini kandırmaktadır. Dünyayı "Mevdud Arz" denilen, "vaad edilmiş topraklar" saçmalığıyla bir felâkete sürüklerlerken, aslında kendilerini de yaşayacakları dünya zilletlerine ve ebedi cehennem felaketlerine hazırlamaktadırlar. İnşallah-û Teâlâ. Yalan söylüyorlar! Bu korkak soytarılar... Allah'ın cihat ayetine itiraz etmişler. Mûsâ Aleyhisselâm ile birlikte, Eriha şehrini fethetmeye yanaşmamışlardır. Mûsâ Aleyhisselâm'a, "Ey Mûsâ! Sen, Rabb'inle git savaş, biz sonra geleceğiz" deme yüzsüzlüğünü göstermişlerdir. Ve Tih Çölü'nde, 40 yıl sürgün hayatı yaşamışlardır. Üstelik yine Allah'a verdikleri sözü tutmayıp, İsa Aleyhisselâm ve Muhammed Mustafa Sall’Allâh-u Aleyh-i Vessellem Efendimize düşmanlık yapmışlardır. Tarih boyunca birçok peygamber, evliya ve âlim kimseleri katleden bu lanetli teröristler, bugün de Filistinli Müslümanları katletmenin arzusu içindedirler. Bugün bu katliamlar olurken, Mescid-i Aksâ'nın temelleri ile oynanırken, Ey Müslüman! Neredesin! Ne yapıyorsun! Bir zamanlar, Allah'ın ve Mûsâ Aleyhisselâm'ın cihat emrine itaat etmeyen yahudiler gibi mi söylüyorsun! Şunu mu diyorsun? "Ey Filistinliler, Rabb'inizle birlikte Kudüs'ü fethedin, sonra biz Müslümanlar oraya geleceğiz" mi diyorsun! Eğer öyle diyorsan, hangi dünya ve ahiret sürgünlerine hazırlık yapmaktasın! Artık uyanalım ve uyandıralım. Bizler de hak olan inançlarımızı bir duruş, bir tavır ortaya koyarak; kuşaktan kuşağa, evlattan evlâda aktaralım. İslâm'ı, kültürümüzü, devletimizi, vatan ve hürriyet mücadelemizi, Kudüs, Mekke ve Medine sevgisini anlatalım çocuklarımıza. Bu sevgilere sahip çıkmak için bedel ödenmesi gerekeceğini öğretelim. Kınaya kınaya, Allah nezdinde kınanacak bir hâle geldik, bunun bilincinde olalım. Amerika ve İsrail mallarını tüketmemeye özen gösterelim. Tercih noktasında yerli ve milli ürünlerimizi daha çok tercih edelim. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan; “İsrail işgal devletidir ve Kudüs bizim kırmızıçizgimizdir. Kudüs, tüm Alem-i İslâm'ın göz bebeğidir. Bunun yanında Kudüs, tüm insanlığın ortak mirasıdır. Amerikan yönetimi yanlış kararından dönene ve İsrail işgali bitene kadar hukuk ve meşruiyet temelinde Kudüs mücadelemizi sürdüreceğiz. Biz Kudüs ü, Filistin'in başkenti olarak tanıdığımızı ilân ettik. Bizim nazarımızda Filistin devletinin başkenti, Kudüs'tür ve öyle kalacaktır" demiştir. Filistin halkının, uluslararası platformda devlet adamı olarak savunucusu olmuştur. Cumhurbaşkanımızın Filistin ve Kudüs konusunda kararlı duruşunu önemsiyor ve destekliyoruz. Biliyoruz ki ABD yönetimini ve İsrail'i cesaretlendiren, bölge ülke yönetimlerinin etkisizliği ve sessizliğidir. Öte yandan her fırsatta dünyaya insan hakları ve demokrasi üzerinden ahkâm kesen batı ülkelerinin de işlenen cinayetlere karşı ilkeli bir duruş sergilemeyip sınıfta kaldıklarını da görüyoruz. Başta bölge ülkeleri olmak üzere, tüm İslam âlemini; Filistin ve Kudüs davasına sâhip çıkmaya, İstanbul'da toplanacak olan İslam İşbirliği Teşkilatı'nı güçlü bir duruş sergilemeye ve cesur kararlar almaya davet ediyoruz. Hak üzere olan kardeşlerimizle birlik ve beraberlik içinde olalım. Hatalı olan insanlarımızı, şefkatli bir dil kullanarak hak ve hakikate davet edelim, uyanmasına vesile olalım. Sözlerimize son verirken, Ensar Vakfı Lüleburgaz şubesi olarak ve üyesi olduğumuz Lüleburgaz Sivil Toplum Kuruluşları Platformu adına;  İsrail'e ve Amerika'nın yaptığı katliamlara sessiz kalmayarak uzaktan yakından gelerek destek veren başta Sayın Kaymakamımıza, Cumhuriyet Başsavcımıza, ilçe Milli Eğitim Müdürümüze, değerli bürokratlarımıza ve çok değerli Lüleburgaz halkına sevgi, saygı ve şükranlarımızı sunuyorum.” denildi.

Cüneyt ÜNLÜSOY