Murat mahir Altan, depremzedelerle buluştu
Yavuz Muhtar yeniden aday
Vali Ekici, jandarma personeli ile iftar yaptı
Ahmetbey köftesine coğrafi işaret almak için protokol imzalandı
Bu haber 01 Mayıs 2017, Pazartesi 09:25 tarihinde eklendi. 2587 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Kırklareli İl Genel Meclisi Toplantısı’nın ardındakiler...

7 Nisan 2017 günü saat 10.30’da Kırklareli İl Genel Meclisi Salonu’nda yapılan olağan toplantıya davet üzerine katıldım.
Kırklareli İl Genel Meclisi Toplantısı’nın ardındakiler...

Farklı partilere mensup arkadaşlarımız, demokratik tüm ülkelerde olduğu şekilde gündemi değerlendirilerek kararlar aldılar. En son görüşme ise uzun süredir tartışılan RES projesi ile ilgiliydi. Nitekim Vize İlçemizin Evrencik Köyü Mevkiinde planlanan RES projesinin iç yüzü görüşmeler esnasında ortaya çıktı.

Bölgede 25 adet RES santrali kurulması yönünde çalışmaların yapıldığı ve bu konuda ortaya çıkan uzlaşmazlık ve tartışmalar yaşandığı ortaya çıktı. Özellikle de konuyla ilgili olarak söylenenler ilginçti.

Trakya’da talana sebep olanlar oylamalar sırasında net olarak ortaya çıkıyor.

Zaten yapılan haberde de “AKP ve MHP üyeleri olumlu yönde oy kullanırken, hayır diyenlerin hepsinin CHP’li olması dikkat çekiyor” denilmiş. Burada meseleyi doğru değerlendirmek gerekmez mi? Örneğin ben RES konusunda olumlu düşünen biriyim, ancak doğru yere konduğu taktirde. Daha önceki yazılarımda da belirtmiştim. Önceki enerji bakanımız Hilmi Güler döneminde (2006 yılıydı) TEMA Vakfı merkez ofisinde yapılan toplantıda ben de bulunmuştum. Sayın Bakan TEMA Vakfı yönetimine gelişmeler hakkında bilgi vermişti. O gün biz Türkiye’de RES ve Güneş enerjisinin önünü açarken konudan haberi dahi olmayanların bugün “birileri olumlu oy kullandılar” derken neye göre, neden diye sormazlar mı insana? Kim olursa olsun hiçbir konuda karar verirken babasının malıymış gibi davranamaz.

İl genel meclis üyelerimiz sadece onay makamı değildir, olmamalıdır da. Nitekim üyelerimiz 7 Nisan günü yapılan oylamada bunu net olarak ortaya koydular; meseleyle ilgili mevcut durumu değerlendirip bölge için doğru olduğuna inandıkları şekliyle karar verdiler. 2 Mayıs günü oylama tekrarlanırsa sanıyorum, aynı şekilde davranacaklardır. Kendilerini candan kutluyorum.

Diğer taraftan RES’ler nerelerde kurulmalıdır diye bakarsak; gelişmiş ülkelerde öncelikle denize kurulduklarını görebiliriz. Hollanda ve İskandinav ülkelerinde yeni yapılanlar direkt denize yerleştiriliyor. Öncesinde sakıncalı yere konanlar da tazminat ödeyerek sökülüp denize taşınıyor.

2013 yılında Vize İlçesinde RES projesi için yapılan ÇED toplantısında türbinleri denize koymalısınız dediğimde şirket yetkilisi “pahalıya mal oluyor” demişti. Buradan şunu anlıyorum. Herkes kendi kişisel çıkarını gözetiyor. Bakılamayan tek taraf halkın menfaatleri ve hakları olduğu gerçeğidir. Sözü edilen yerler Trakya halkının geleceği açısından çok önemli. Kişilerin ceplerinden daha önemli olduğu da çok net ortada. Bu noktada yapılması gereken, daha fazla sorun yaşanmadan bu projelere yerleri itibarıyla son verilmesidir. Buradan onay verenlere soruyorum: Böyle bir türbini kendi yaşadıkları bahçelerine konulmasına izin verirler mi?

Evrencikliler Derneği başkanıyla görüştüğümde şirket yetkililerinin köye bağış yaptığını ifade ettiklerinde çok üzüldüm. “Demek ki bu işler böyle oluyormuş” dedim kendi kendime. Bir köyün muhtarı sebebi ve şekli ne olursa olsun toplumsal bir meseleyi çözmekte kişisel davranamaz.

Vize’nin Küçükyayla Köyü’ndeki RES uygulaması son derece olumsuz olmuştu. Aynı hatayı devam ettirmek demek menfaat demektir. 7 Nisan toplantısında İl Genel Meclisi Üyesi Gürcan Kırım’ın, “bu bir hatadır, Küçükyayla Köyünden çok özür diliyorum”, demesi meseleyi açıklıkla ortaya koymuştur, ben de kendisini açık sözlülüğünden dolayı kutlarım. Diğer tarafta da basından öğreniyoruz ki firma sahiplerinin toplantı da açıkça muhtarı memnun ettiklerini söylemiş olmaları gerçekten çok vahim ve ayıp bir durum olmuş. Gerek insani temelde, gerekse mübah sayılması itibarıyla. Neresinden baksanız garip bir vaka, insana yakışmayan bir durum. Bu konuda yetkili kim varsa bu gelişmenin taraflarını ve konuyu iyice soruşturmalı ve gereğini yapmalıdır. Aksi taktir de bu yanlış uygulamaların önüne geçemeyiz.

Örneğin diğer taraftan denmiş ki; “Vize Orman İşletme Müdürlüğü'nün 14.03.2017 tarih ve 526313 sayılı yazısı ekinde yer alan 10.03.2017 tarihli inceleme raporunda planlama yapılan sahaya orman için gerekli izinlerin verildiği ve 6831 sayılı Orman Kanunu bakımından imar planlarının yapılmasında sakınca olmadığı, açıklanmıştır. Komisyonumuzca sahada yapılan incelemede de türbinlerin kurulmak istendiği ormanlık alanın nitelikli bir orman arazisi olmadığı, baltalık orman olduğu görülmüştür.” Baltalık olsa sonuç değişiyor mu ki sayın yetkililer? Baltalık olunca canlı yaşamını ve insan sağlığını daha mı az ilgilendiriyor. Küçükyayla Köyü çevresinde “yüksek gerilim hattı” için kesilen alanlar nitelikli orman değil miydi? (12 km uzunluğunda, 60 metre genişliğinde alan kesildi, yazık değil mi?) Yönetici demek her konuda detaylı olarak hareket eden genele zarar vermeyen kişi olmalıdır; ancak o zaman doğal varlıklarımızı koruyabiliriz.

“Her iki projede de AK Parti ve MHP’li üyelerin olumlu yönde görüş bildirmesine rağmen “hayır” diyenlerin hep CHP’lilerden oluşması dikkat çekiyor.” Denilmiş haberde. Gayet tabii öyle de olmalı zaten. Evet demek işin kolay yanı, asıl olan hayır diyebilmektir. Biz toplum olarak uzun yıllardır, hayır diyemediğimiz için maalesef bu noktadayız!

Istrancaların su kaynağı olması bölgemiz için son derece önemli. Sadece su mu? Tabii ki hayır! Canlı hayatı doğrudan tehdit altında. Konu, köy yerleşim alanlarını da çok yakından ilgilendirmekte. Örneğin Kırklareli arısı markalaştı. Artık rahatlıkla “arı yoksa, hayat yok” diyebiliriz. Trakya tarım topraklarında buğday, ayçiçeği, pancar, çeltik, karpuz, kavun ve benzeri birçok ürün arı sayesinde dölleniyor. Ortalama %25-%75 arasında verim artışı söz konusu. Dolayısıyla bölgemizde ekolojik dengeyi korumak zorundayız.

Türkiye’de enerji açığı var, vurgusu genellikle talep yaratma temelinde yaşatılıyor. Eğer bu uygulama olacaksa güneş öne çıkarılmalıdır. Tüm binaların çatı kremitlerinden başlayarak bu gerçekleştirilebilir.

Sonuç olarak, devlet kurumları ortaya atılan projeleri ülke menfaatleri temelinde doğru ve siyaset dışı değerlendirmelerle ele almalıdır ki kişiler her açık bulduğu kapıdan girmeye çalışmasın, rant yaratan işlere yönelmesin. Açık olan şudur ki müteşebbisler veya şirketler doğru projeleri doğru yerlerde yapmalıdırlar. İdareler, iradeleri siyasi güç odaklı olarak halka karşı değiştirmeye çalışmamalıdırlar. İktidar olmanın anlamı bu değildir.

Geleceğine sahip çık!

 

Hakan Dedeoğlu - Lüleburgaz

Yazdır Paylaş
ETİKETLER :
Diğer Haberler
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek