Kültür Kenti Bisikletlendi

Lüleburgaz’da bisiklet farkındalığı yaratmak, kent içi ulaşımda bisiklet kullanımını arttırmak ve bisiklet kültürünün oluşturulmasında öncü ve örnek bir kent olmak amacıyla 2017 yılını “Bisiklet Yılı” ilan eden Lüleburgaz Belediyesi, tanıtım gecesi düzenledi.

Lüleburgaz İzer Otel’de düzenlenen 2017 Bisiklet Yılı Tanıtım Gecesi’ne Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak, Çevre İlçe ve Beldelerden gelen Belediye Başkanları, Belediye Daire Müdürleri, siyasi parti temsilcileri, Oda Başkanları, STK Temsilcileri ve davetliler katıldı. 

Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan tanıtım gecesi, Neden Bisiklet? Konulu tanıtım filmi gösterimi, Hedef Doğa Sporları Grubu’ndan Erkan Fincan’ın “Bisiklet” konulu sunumu, Lüleburgaz Bisiklet Derneği’nden Bartu Bilge, Erdem Tarık Gökbulut’un “Bisikletin Yaşama Etkileri” konulu sunumu ile devam etti.

Genç Katılım ve Spor Kulübü Derneği’nin (GENKAD) dansçılarının şovuyla renklenen tanıtım gecesi, Yılın müziğinin dinlenmesi ile birlikte coşkuya ulaştı.

Plan Proje Müdürü Gökhan Kaya Atay’ın “Bağ içi Bisiklet Rotası”  projesi hakkında bilgilendirmelerin bulunduğu tanıtım gecesine konuk olan CNN Türk’ün Ekonomi Müdürü Emin Çapa’nın “Dünyanın Geleceği” ve İnovasyon konusunda gerçekleştirdiği sunum ise ayakta alkışlandı.

Gecenin finalini, Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak yaptı ve 2017 Bisiklet Yılıyla ilgili açıklamalarda bulundu. 2017 yılında kimseyi birbirinden ayırmayacak, herkesi özgür kılacak, hayal ettiği, düşündüğü kadar onlara imkan sunacak bisiklet yılını kutlamaya karar verdiklerini söyleyen Halebak,  görevinin mutlu, çağdaş, özgür, hukukun üstünlüğü olan bir toplumu yaratmak olduğunu, insanların birbirine karşı olan sorumluluklarını onlara hatırlatmak ve mutlu bir insan yaratmak olduğunu ifade etti.

‘KENTLER İNSANLAR İÇİNDİR OTOMOBİLLER İÇİN DEĞİL’

Belediye Başkanı Emin Halebak yaptığı açıklamada şöyle konuştu;

“Söz konusu gelecekte bilgi üretmeyen toplumların, teknolojiyle var olmayan toplumların yok olacağının gösterildiği grafiklerin hepsi buradaydı. Lüleburgaz’da Garaj Akademimiz var. Yaşları 9 ile 16 olan çocuklar buraya geliyor. Burada 3 boyutlu tasarımlar yapıyorlar, 3 boyutlu yazıcılarda tasarımlarını üretiyorlar. “Bu yaz kod yaz” eğitimlerimiz var. Yeni bir kuluçka merkezi oluşturuyoruz, kalkınma ajansıyla birlikte stratejik planımızda var olan inovasyonu geliştirmek, üretmek adına bir yaratıcılık akademisinin nasıl hayata geçirilmesi gerektiğinin bir kavgası içindeyiz. Amerika’nın haritasını koyduğumuzda hep cebimizden paraları çeken kurumlar, kuruluşların logoları oradaydı. Dün, onlardan birinin zirvesindeydim. Gelecekte digital Dünya ne olacak, nereye gidiyor? Sayın Emin Çapa’nın verdiği rakamların çok ötesinde başka bir hayat bizi bekliyor. Endüstri 4-0, arkasından 5-0 geliyor. Bilgi üretimi, Big Dataya veri toplanması ve bütün bunlarla beraber bunların iletilmesi nasıl olacak? Bu digitalleşme Dünyası içerisinde ne yapacağız ordaydım. Yarın yola çıkıyorum, oradaki bir firmayla görüşme yapacağız. Lüleburgaz’da bir inovasyon merkezi nasıl oluşturabiliriz? 9 yaşında çocuklarımızla başladığımız geleceğin dünyasında yer alma istediği ve arzusunun somut sonuçlarıyla ne yapacağımızı tartıştığımız bir kent yaratıyoruz. Dünya bizi buraya getiriyor. Robotlar olacak, damarlarımızdan bizim hastalıklarımızı bulup tedavi edecekler, bütün bunların hepsi mümkün. Her şeyi robotlar yapacak, bizim konforumuz için olacak ama biz insanız. Bütün bunlarla teknolojiyle, siyasiyle uğraşanlar uğraşsınlar. Benim başka bir sorumluluğum ve görevim var. Bunu yerine getirmek önemli. Mutlu bir toplumu yaratmak. Çağdaş bir toplumu yaratmak, özgür bir toplumu yaratmak, hukukun üstünlüğü olan bir toplumu yaratmak ve insanların birbirine karşı olan sorumluluklarını onlara hatırlatmak ve mutlu insanı yaratmak. Teknolojinin bütün afrası tafrası elektrik kesilene kadar ama bizim elektriğimiz hiç kesilmeyecek. Yani içimizdeki bizi insan yapan değerler sistemimizin tekrar geriye döndürerek, birbirimize karşı olan sorumlulukları yaratmak bizim işimiz. Çok kullandığım tabirleri kullandım. Kentler insanlar içindir otomobiller için değil. En fazla kullanıyorum. En fazla bu konuda meclisimle, siyaset sisteminle boğuşuyorum. Otoparkları yapmamakta ısrar ediyorum. Hayata arabası olanlar için karanlık bir geleceğe dönüştürmeye çalışıyorum. O nedenle bizi biz yapacak olan değerlerimize geri dönerken, çok pahalı arabalarımızın camları içinde bizi dünyadan soyutlamış arabamızın direksiyondaki arabasına bakıp “Ne adamım be bu araba benim” demenin ötesine taşıyacak kimseyi birbirinden ayırmayacak, herkesi özgür kılacak, hayal ettiği düşündüğü kadar onlara imkan sunacak bisiklet yılını kutlamaya karar verdik. Bisiklet yılını şimdi hayata geçiriyoruz, derneklerimizle, cemiyetimizle, üniversitelerimizle yani geleceğin toplumunda işbirliklerini hayata geçirmenin bir mutluluğu içerisindeyiz. 2016 Kadın Yılı’nı da böyle gerçekleştirdik. Bisiklet yılını da böyle gerçekleştireceğiz. Belki 2018 yılı henüz karar vermedik, bir İnovasyon yılı olabilir, belki toplumun ana damarlarından birini teşkil eden sanat yılı ilan edebiliriz. Biz insan olarak yaşayabileceğimiz dünyayı inşa etmek durumundayız ve bunu ancak hep birlikte yapabiliriz. Bugün içinde yaşadığımız ülke şartları ve çevreye baktığımızda içimizi karartacak o kadar kötü olaylar gelişiyor ki, din adına nasıl oluyor ben bilmiyorum birbirlerinin kafalarını kesiyorlar. Bir yerlerde bomba patlıyor hiç suçu olmayan insanlar ölüyor. Bir yerlerde savaşın artık şekli şemali, savaş teknikleri gelişti. Bunu aşabilmenin bir tek yolu var gibi geliyor, önce içimizdeki sevgiyi yaşatmak, sevgiyi büyütmek, özgürlük kavramını yeni baştan tanımlamak, ve bu özgürlük kavramı içerisinde ayaklarımıza zincir vuracak ne varsa bunları kırmak, bunların içerisinde en uygun olanı bizi özgürlüklere taşıyacak olanı bisikleti kullanmaya başladık. Biz, 2017 yılını bütün bu duygu ve düşüncelerle bisiklet yılı ilan ettik. Daha iyi bir geleceği yaratmak, bisikletle gezerken önümüzden geçen kediyi fark etmek, yanımızdan yürüyen insanı fark etmek, ona selam vermek onun için bisiklet özgürlüktür, bisiklet çevre dostudur, bisiklet herşey gibidir geliyor bana. Bunu hep birlikte yapmaya bu salondakiler kararlı mı, destek vermeye hazır mı? Artık ülkemizde bombalar patlasın istemiyoruz, artık birbirimizi sevelim, daha iyi anlayalım ve birbirimize yardımcı olalım istiyoruz. Çocuklarımızın gelecekte bizim hayatımızı kolaylaştıracak şeyleri yapmalarına izin verelim. Mutlu olmak istiyoruz, daha özgür olmak istiyoruz, daha adaletin yukarıda olduğu bir ülkede yaşamak istiyoruz. Hepimizin söz sahibi olduğu bir toplumda yaşama hakkımızın olduğuna inanıyoruz ve buraya giden yol kolay değil biliyorum. Kendi hayatımı tanımlarken şöyle söylüyorum. Bayır yukarı çıkan bir bisiklet sürücüsü gibiyim, pedala basmadığım an düşeceğim. Hepimiz bu ülkede, dünyada bayır yukarı çıkıyoruz, lütfen pedala basmaktan vazgeçmeyin. Bisiklet Yılı tanıtım gecesine katılan, destek olan herkese teşekkür ediyorum, dedi.

Uğur PİRPOR