Vali Ekici, ziyaret ve programlarına hafta sonunda da devam etti
Satrancın şampiyonları madalyalarını aldı
Öğrenciler Başsavcı ve Savcı oldu
Bayramın keyfini doyasıya çıkardılar
Bu haber 29 Nisan 2016, Cuma 09:24 tarihinde eklendi. 841 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Minsolmaz TBMM’de konuştu

AK Parti Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz, TBMM’de Ergene Nehri ile ilgili konuşma yaptı.
Minsolmaz TBMM’de konuştu

Minsolmaz’ın yaptığı konuşma şöyle; “Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ergene Nehri'ni kirleten kaynakların tespiti ve kapatılması ile nehrin bilimsel yöntemlerle temizlenmesi amacıyla Meclis araştırma komisyonu kurulmasına ilişki Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, aziz milletimizi ve yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Saygıdeğer milletvekilleri, bu önerinin final cümlesindeki konuya bir dikkat çekerek konuşmama başlamak istiyorum. "Kirleten kaynakların tespiti ve kapatılması..." "Kapatılması" kelimesi irite edici çünkü kirleten kaynakların tespiti yıllar önce  Hükûmetimiz tarafından yapıldı. Kirleten kaynaklar çok açık: Sanayiden gelen kirletici unsurlar, yerel yönetimlerden gelen, evsel atıklardan gelen kirletici unsurlar ve zirai ilaçların ve zirai gübrelemenin kontrolsüz kullanılmasından kaynaklı kirletici unsurlar. Dolayısıyla, birincil unsur sanayi olmakla beraber bölgemizdeki insanımızın yaşadığı yerleşim yerleri de ikincil unsur. O hâlde köyleri mi kapatalım, belediyeleri mi kapatalım, beldelerimi kapatalım, fabrikaları mı kapatalım?  Evet, Trakya nüfusu olarak küçük bir yer, yaklaşık 2 milyon nüfusla ülke nüfusunun yüzde 2,5'unu; 3 tane ille -Edirne, Tekirdağ, Çanakkale, ve beraberinde Çanakkale'nin Gelibolu bölgesi- ve benim de milletvekili olduğum ilden, Kırklareli'den oluşan 20.500 kilometrekare alanla da yine ülke alanımızın yüzde 2,3 alanlık kısmını kapsıyor. Alan olarak küçük olmakla beraber kapsadığı tarımsal arazileri -sayın milletvekillerinin de ifade ettiği gibi- ülkemizdeki birinci sınıf mutlak tarım alanlarının yaklaşık yüzde 70'inden fazlasını ihtiva etmekle de çok önemli bir yer. Ergene Nehri de çok önemli bir yer. Çünkü Ergene Nehri'nin bu 283 kilometrelik güzergâhı üzerinde, evet, tarımsal sulamada bir kayıp aşikâr ancak Hükûmetimizden başka da hiçbir hükûmetin bugüne kadar bunu dert edinip bir şey yapmadığı da o kadar aşikâr. Ben, şimdi, konuşmamın içeriğinde bölgedeki tarımsal etkileri, sanayi etkileri ve özellikle yerleşimlerdeki imar alanlarındaki etkileri ile Hükûmetimiz döneminde yapılanları ve yapılması yönünde 2020 hedefine konulan işte bu parametreler ile bizim bölgede dördüncü sınıf su olan atık suyun ikinci sınıfa getirilmesine yönündeki eylem planını aktarmaya çalışacağım. Tüm parti gruplarının bu konudaki duyarlılığı ayrıca güzel. Ülkemizde bir çevre bilincinin oluşturulması gelecek nesiller için emanet aldığımız toprağın, suyun, havanın da onlara aynı hassasiyet ve duyarlılıkla aktarılması için büyük önem ihtiva ediyor. Evet, bu konuda ciddi destek olacak. Bu konudaki desteklerimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakan olduğu dönemde, Sayın Orman ve Su İşleri Bakanımız Veysel Eroğlu'nun da Şafak Harekât Planı diye nitelediği ve Ergene'nin bir an öne kurtulması konusunda 6 Mayıs 2011 tarihinde eylem planımızla başladı. Bunun bir önceki aşaması, imar alanlarıdır, bu kürsülerde çok sık dile getirilen imarın yapmış olduğu baskılara ilişkin düzenlemelerdir. Buna ilişkin de Trakya Üniversitemizde -benim de çok katılımcı olduğum, moderatör olduğum- Ergene Havzası 1/100 000 Ölçekli Çevre Düzen Planı'nın onaylandığı 2004 yılında başladı.

     Konu su olunca bir bardak su içmekte fayda var.  Saygıdeğer milletvekilleri, evet, 2004 yılında ben de bu bölgede yirmi beş yıldır üç ilin kırsalında ve kent bölgesinde faaliyet bir mühendis kardeşiniz olarak şunu söyleyebilirim: Bugüne kadar bölgedeki yapılaşmaya ilişkin gerçekten AK PARTİ Hükûmeti gelinceye kadar bir savrukluk vardı. Sanayi tesisinin yanında bir çiftlik evi, çiftlik evinin yanında bir başka hurdahane, bir hurdahanenin yanında bir villa ve bir villanın yanında da başka bir kentsel alan hep birlikte bizim tanık olduğumuz alanlardı. Yine 283 kilometrelik güzergâhıyla Trakya'yı kateden Ergene kadar tüm Trakya'yı kateden D100 kara yolu, hepinizin bildiği eski ismiyle E5 kara yolundan geçtiğiniz zaman bu imar çeşitliliğini çok net görebiliyorsunuz.  İşte, öncelikle Ergene üzerindeki baskılayıcı kirliliğin temel unsurlarından biri olan hem konut yerleşmesi hem sanayi yerleşmeleri adına da bunun önlenmesi ve planlanması için 2004 yılında yerli üniversitemizce çevre düzen planı yine 100 binlik olarak yapıldı. Bu planın tüm belediyelere ve çoğu da Cumhuriyet Halk Partisi belediyesi olan belediyelere görev kıldığı bir görev vardı; bu da bir yıl içerisinde 1/25 000 ölçekli çevre düzen planlarının yapılmasıydı. Bunlar yapılmadı maalesef. Bunlar yapılmadığı için, yine Hükûmetimiz tarafından 2009 yılında revizyonu yapıldıktan sonra 2011 yılında il çevre düzen planları onaylandı. 2009 yılından sonra 17 tane sanayi türüne, kirletici ve yer altı suyunu çok yoğun miktarda kullanan sanayi türüne kısıtlama getirilerek önleyici tedbirler sanayi alanında da alındı. Bunlarla beraber, bu önleyici tedbirlerin yanı sıra sanayicilerin de bu bölgedeki istihdamın büyük bir katma değerini sağlayan, hiçbir şekilde koruma ve kullanma dengesinin ayrı düşünülmediği bir ortamda hem koruyarak hem kullanarak hem yerleşimlerdeki yaşam hakkını hem de sanayideki büyüme, gelişme ve emsalleriyle rekabet şansını artıracak şekilde planlamalar yapıldı. Bu planlamalar kapsamında, Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli illerinde, bölgede yaklaşık 2.025 tane sanayi tesisi var. Bu sanayi tesislerinin, değerli milletvekilleri, yüzde 82'si Tekirdağ ilinde, Cumhuriyet Halk Partisi Büyükşehir Belediyesi olan Tekirdağ ilimizde.  Bu sanayi bölgesindeki atıkların da Ergene'deki yükünü azaltılması, alıcı ortamdaki suyun tarımsal amaçla kullanılacağı niteliğe getirilebilmesi amacıyla Ticaret Bakanlığımızca, Sanayi Bakanlığımızca, Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızca ve Orman ve Su İşleri Bakanlığımızca yapılan eylem planında bu bölgedeki sanayilerin hepsi organize sanayi bölgesi hâline getirildi. 13 tanesi Tekirdağ ilimizde ve bunlardan 2 tanesi benim ilim olan Kırklareli'nde de ıslah organize sanayi bölgesi hâline getirilerek bunların atıklarının münferit olarak alıcı ortama verilmesi yerine müşterek arıtma tesisleriyle ve Bakanlığın tamamen mobil ve 24 saat online takip sistemiyle denetlendiği alıcı ortamın bu konudaki denetim sistemi kuruldu. Bununla beraber, bölgedeki sanayideki atık suyun hızla temizlik oranının arttığını görüyoruz. Yine bu kapsamda belediyelerin, yine çoğu Cumhuriyet Halk Partisi belediyesi olan bölgemde 13 tane büyük arıtma tesisisin, ileri teknoloji biyoloji arıtma tesisinin tamamı yine Devlet Su İşleri tarafından yapılmak suretiyle hizmete alındı. 2 tanesi yakın zamanda açılacak. Bunlardan bir tanesi de benim uzun süre içinde çalıştığım IPA Katılım Öncesi Mali Yardım Fonu'yla yine Hükûmetimiz döneminde verilen 8 milyon euroluk hibe krediyle Lüleburgaz'da gerçekleştirildi.

     Evet, çevre hepimizin ortak değeri, birimizin diğerinin önüne geçmesi gibi bir kastının olmaması lazım, hepimizin aynı paralelde çevrenin korunması için koşmamız lazım. Ama bu konuda bizim Hükûmetimiz döneminde TRAGEP Projesi, yine Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla başlatıldı ve Trakya bölgesi geneli için bu konuda Edirne, Tekirdağ, Kırklareli ve Çanakkale'nin Gelibolu parçasının Trakya'da kalan kesimi için 10 milyar liralık, yani eski parayla 10 katrilyonluk kaynak ayrıldı. Evet, bu kaynakla yapılmak istenen hem bu atıkların temizlenmesi ve bertarafı hem de bölgede çok ciddi bir dere ıslahı çalışması var; bu süreç içerisinde yaklaşık 296 kilometre Ergene'nin kollarında dere ıslahı yapıldı, bu 296 kilometre dere ıslahının 94 kilometresi de Ergene Nehri'nin dere yatağında yapıldı. Sayın milletvekilleri, Saygıdeğer Başkan; Trakya Bölgesi İstanbul'un yanı başında, 3 tane kapsadığı ille beraber, 15 milyonluk İstanbul'un dibinde, neredeyse yürüme mesafesinde; yine, 450 milyon nüfuslu, dünyanın en zengin kara parçalarından Avrupa Birliğinin arasında yani 3 tane il, yüzde 2,5 nüfus, yüzde 2,6 arazi varlığı fakat Türkiye'deki ayçiçeği üretiminin yüzde 61'i, Türkiye'deki çeltik üretiminin yüzde 54'ü ve yine, Türkiye'deki -bölgedeki üretim açısından önem ihtiva eden- buğdayın da yüzde 12'si bizim bölgemizde üretiliyor. Biz AK PARTİ Hükûmeti dönemi olarak bu süre içerisinde yapmış olduğumuz bütün faaliyetlerin çevresel anlamda ve mühendislik anlamında çok büyük bir mana içerdiğini düşünüyoruz. Yapılan arıtma tesislerinin ilaveleri de yapıldıktan sonra hedefimiz alıcı ortama şu an 4'üncü sınıf olarak verilen atık suyun 2'nci sınıf su kalitesinde, sulama suyu kalitesinde verilmesidir. İnşallah, az evvelki hatibin de ifade ettiği gibi, ülkemizin genelinde bu projeler, Hükûmetimizce Ergene Bölgesi'nde yapıldığı hassasiyetle sürmektedir. Ben dolayısıyla, bu konuda hassasiyet gösteren tüm milletvekillerine, çevre ve yerel yönetimlere saygılarımı sunuyorum ve bu hususta Cumhuriyet Halk Partisinin araştırma komisyonu talebine ilişkin önergesi üzerinde aleyhte aldığım sözü tamamlarken... Bu hususta eylem yapılabilir fakat bizler Hükûmet olarak eylem planı yaparak bunları hayata geçirmekle mükellefiz. Biz bunları zaten gereğince yerinde yaptığımız için inşallah, bunların sonuçlarında da yaşanabilir bir çevreyi hep birlikte gelecek nesillere aktarma dileğiyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.”

 

Ertan BAYER  

Yazdır Paylaş
ETİKETLER :
Diğer Haberler
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek