Bulgaristan’a giden otobüs devrildi; 11 kişi yaralandı
Vatandaşlardan Ak Partiye Teşekkür
Köprü ayağına çarptı-1 Yaralı
Alevi-Bektaşi camiasının acı günü
Bu haber 26 Haziran 2015, Cuma 09:28 tarihinde eklendi. 1090 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Istrancaların korunması için ortak proje

Türk ve Bulgar bilim adamları geçtiğimiz günlerde Bulgaristan’da bir toplantı yaparak düşüncelerini ortaya koydu.
Istrancaların korunması için ortak proje

Toplantıya DAYKO Kırklareli İl Temsilcisi  Göksal Çidem’de katıldı.

İşte Göksal Çidem’in ağzından toplantı ve Istrancalar “Avrupanın en önemli 5 doğa alanından biri olan  Istrancalar için ortak koruma kapsamın neler yapılabileceği Bulgar ve Türk, Bilim adamları,  Akademisyenler , uzmanlar, Belediye Başkanları ve  sivil toplum örgütlerince  bir yıl boyunca karşılıklı yapılan toplantılar   bir kitap haline getirildi. 3 Dilde (Türkçe –Bulgarca ve İngilizce) hazırlanan kitap Türk-Bulgar ve AB de ilgili bakanlık, Kurum ve Kuruluşlara teslim edildi. Bulgaristan Cumhuriyeti Burgas İli ve Türkiye Cumhuriyeti Kırklareli İli’nde Istranca dağlarıında mevcut Ormansızlaşma ve Toprak Erozyonu Önlenmesi Ortak Planı  /OTEÖOP/  CCİ 2007CB16IPO008 Nolu İPA Bulgaristan-Türkiye Sınır Ötesi İşbirliği Programı çerçevesinde finanse edilen “Istranca Bölgesinin Sürdürülebilir Kalkınma Amacıyla Ortaklaşa Korunması- IRPSD “ projesi kapsamında uzmanlar  tarafından geliştirilmiştir.   Çalışmalar Türkiye DAYKO Doğal Yaşamı  Koruma Vakfı  ile Bulgaristan Yeşil Balkanlar Pomoriye Şubesi Derneği işbirliğinde Evropa i Nie Derneği tarafından gerçekleştirildi.  Proje sonuç raporunda  Istranca  dağlarındaki ormanlık alanların ve  burada ki doğal yaşamın  koruması için   ve mevcut durumun ortak çözüm önerileri sunulmuştur. Istranca, son buz çağında bile  Avrupa’da hasar görmeyen  çok nadir bölgelerden biridir. Projenin amaçları  Ortak doğa kaynaklarının etkili kullanılması yoluyla yaşam kalitesinin iyileştirilmesi; Istranca-Yıldız Dağlarının cazipliğinin teşvik edilmesi, biyo çeşitliliği korunması; Ormansızlaşma ve toprak erozyonu önlenmesine yönelik ortak planı geliştirilmesi yoluyla çevre üzerinde olumsuz insan etkisinin azaltılması. Bu rapor, Sürdürülebilir Gelişme İçin Ortak Istranca Bölgesi’ nin Korunması Projesi altında hazırlanmıştır; Doğal ormanlar  gemi ve ev yapımı için binlerce yıl önce   yok edilmeye başlandı. Ancak; geçen 20 yılda, 300 milyon hektardan fazla tropik orman  (Hindistan’ ın büyüklüğünden de daha geniş bir alan) ekim, tarım, otlak, madencilik ya da kentsel gelişim için yok edildi. Bugün ormanlar 11000 yıl önce tarımın başladığı zamandakinin sadece yarısı kadar yer kaplamaktadır. Dünya ormanlarının %50’ lik bu erken kaybı küresel karbon dönüşümünü ciddi anlamda bozmak için kendi içinde yeterlidir. Ormanlar yok edildiği zaman ne olur?  Seller ve toprak erozyonları oluyor ve bundan sonra çok daha şiddetli olacaktır. Ormansızlaşmanın bir diğer zararlı sonucu ise bitki ve hayvan türlerinin yok olmasıdır.   Yaşam alanları  ve yaşam döngüleri bozulduğu için ve değişikliklere uyum sağlayamazlar. Sonuç; Nesli tükenenler listesine eklenecektir. Doğal ormanların yok edilmesi habitatları parçalar ve orda ki yaşamı sonlandırır. Ormanlar gezegenimizdeki kara alanının %31’ ini kaplarlar. Vahşi yaşam ve insanlar için hayati önemdeki oksijeni üretirler ve yaşam alanı sağlarlar. Dünyanın en tehdit altındaki ve tehlikedeki hayvanlarının çoğu ormanlarda yaşar ve 1,6 milyar insan besin, taze su, giyim, geleneksel tıp ve barınma da dâhil olmak üzere ormanların sunduğu  aslında YAŞAMDIR. Ancak dünyadaki ormanlar bu faydaları tehlikeye atan ormansızlaştırmadan kaynaklı olarak tehdit altındadır. Ormanlar iklim değişikliğinin azaltılmasında kritik rol oynarlar   Tüm sera gaz emilimlerinin %15’ inin ağaçların yok edilmesinden kaynaklandığı tahmin edilmektedir. Ormansızlaşma özellikle tropik yağmur ormanlarında belli bir kaygıdır çünkü bu ormanlar dünya biyoçeşitliliğinin çoğuna ev sahipliği yaparlar. Örneğin; Amazonlar’ da çoğunlukla büyükbaş hayvancılık için ormanın dönüştürülmesine bağlı olarak ormanın %17’ si son 50 yılda yok oldu.

Bulgaristan  Istranca Tabiat Parkı

Istranca Tabiat Parkı Çevre Bakanlığı’ nın 24.01.1995 tarih ve 30 sayılı talimatıyla bir grup çevreci ve ormancının insiyatifleriyle oluşturulmuştur. Amaç; bölgenin sürdürülebilir sosyal ve ekonomik gelişimini temin etmek olduğu kadar toplum yararı için Istrancaların doğası ile ilgili gelenek ve geçim şekillerini de muhafaza etmektir.Istranca Tabiat Parkı Bulgaristan’ daki en büyük korunmuş alandır (116 068 ha, ya da 1160 km2, tüm ülke alanının %1’ i). Güneyde Türkiye ve doğuda karadenizle sınırı olan Istranca Dağları’ nın Bulgaristan’ da kalan kısmını kapsamaktadır. Istranca tabiat parkının tüm arazisi Natura 2000 uluslararası ekoloji ağı içindedir.

Istranca Tabiat Parkı’ ndaki orman arazileri

Istranca Tabiat Parkı Bulgaristan’ da ki en sık ormanlık doğa parkıdır. Arazisinin %80’ den fazlası (93638 ha)nesli tükenmekte olan, endemik ve tehlike altındaki türlerin üçüncül habitatı olan ormanlarla kaplıdır.  Parktaki ağaçların ortalama yaşı 72’ dir (ulusal ortalama 45’ tir.)

ISTRANCA DAĞLARI

Bölgede, biyosfer rezerv yaklaşımı araçlığıyla biyolojik çeşitlilik envanteri kontrol edilmiş, toplumsal konum değerlendirilmiş, katılım yaklaşımı aracılığıyla yönetim planları kurulmuş ve proje bölgesinin korunmuş bölge olarak kabul edilmesi için korunmuş bölge aday planları hazırlanmıştır.

Ne yazık ki Türkiye açısından gerekli teknik ve tüzel sosyal ağ Istranca dağlarındaki Biyosfer rezervlerini korumak için gerektiği kadar yapılanmamıştır. Bu durumun ardındaki en büyük nedenlerden biri nehir ve tatlı suların doğal yollarını değiştiren ve İstanbul’a taşıyan İSKİ ( İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi ) dir.

2009 daki biyosfer plan toplantısında İSKİ, 1990 yılındaki 775. Bakanlar kurulu kararına ilişkin ıstranca sularının ISKI’ nin mülkiyetinde olduğunu ileri sürer. Haklılığını ortaya koymak için ISKI “yenilikçi ve adil fiyatlandırma mekanizması kullanarak bölge halkını desteklemek için tomruk, ahşap, karbon ve su bakımından kamunun temel ihtiyaçlarının karşılanmasına katkıda bulunmak” ifadesini kullanır..

Istranca Uluslararası temelde, korunması gereken doğal miras anlamında Orta ve Doğu Avrupa’ nın beş en önemli beş doğal bölgesinden birisidir.  Bulgar Istranca Doğa Parkı’ nın yanı sıra, Türk Istranca Dağları sürekli bitki orman formuyla çevrilidir. Istranca iki ülkede farklı fonksiyona sahiptir. Bulgaristan’ da Istrancalar biyosfer rezerv bölgesi gibi kullanılırken, Türkiye’ de Taş,kum,çakıl çimento  rezervi olarak kullanılmaktadır.

2009 yılında ki Biyosfer rezerv projesinde , 12 sıcak bölge değerlendirilmiş ve 11 tanesi için tavsiyeler geliştirilmiştir.

 

  Sıcak bölgeler                                                                

 İğneada longoz ormanları                                             

 Dupnisa Mağarası ve çevresi

 Taxus Baccata ormanı

Balaban nehri ve çevresi

Mutludere (Rezve River)                 

 Demirköy dökümhanesi

 Mahya dağı

 Kasatura koyu

 Panayır rıhtımı

 Tekkaya (Bitki çeşitliliği için faydalıl ve saha çalışmaları neticesinde sıcak bölge kabul edilmiştir)

 Derekoy-hudut  hattı

 Kiyikoy                

Görülmektedir ki, bu 12 nokta korunamamaktadır. Istranca dağlarında sayıları gün be gün artan çok sayıda  taş ocağı vardır.

 GEF II, Bİyosfer, 1/100000 ölçekli çevre planları). Yukarıda belirtilen 12 sıcak bölge tehlike altındadır. Kontrolsuz şehirleşme ve su kaynakları üzerindeki barajlar ıstrancalardaki yaşamı tehdit ederken, Dupnisa mağarasından 600m uzaklıktaki mermer ocağı açılması planlanmış, DAYKO Vakfı Kırklareli temsilciliğinin girişimleri sonucu  mağara kurtulmuştur.. Bir başka olumsuz gelişmede Hayvan Çiftlikleridir.

Hayvan çiftlikleri Taxus Bacata ormanı çevresinde Mahya tepesinde kurulmuştur.  Balaban nehrine kurulması planlanan barajın  fizibilite raporları hazırdır. Bir başka çelişki ise  Çocukların eğitimi için hazırlanan Doğa Eğitim Merkezi karşısında, Alibeyler su kaynağı üzere açılması planlanan ve İdari Yargıda red edilen taş ocağıdır.

 Özellikle çocuklar için tasarlanmış Eğitim merkezinin önüne inşa edilmesi taş ocağına lisans verilmesi hükümet otoriteleri arasındaki koordinesizliği kanıtlamaktadır.

Oysa ki tehditlerin yaşandığı bölgeler de    yeni olarak 345 bitki türü kaydedilmiştir. Bitki örtüsü envanterinde 1377 bitki türü mevcuttur. Trakya florasına 14 tür eklenmiş ve 16 tür kayıt altına alınmıştır.

Dereköy hudut hattında yaklaşık 9,000 Da alana verilen altın madeni ruhsatı İdari yargı tarafından durdurulmuş, telafisi mümkün olmayan sonuçlar önlenmiştir.

Istranca dağlarının yaklaşık 1,218 km2 sinin biyosfer rezervi olması teklif edilmiştir.

Trakya Türkiye’ nin coğrafi olarak Avrupaya  da uzanan tek bölgesidir ki, Türkiye’ de bazı fauna unsurlarının sadece Trakyada görülmesinin sebebi budur. Longoz ormanları ve bozulmamış karma ormanları gibi benzersiz ekolojik özellikleri nedeniyle yıldız dağları Avrupa’nın  en önemli doğal alanlarının arasındadır. 

300’ den fazla ulusal çapta nadir bulunan ya da tehdit altındaki türler; 50 türün dünyada başka hiçbir yerde olmadığı kadar bol olduğu Trakya’ da oluşmaktadır. Bölgedeki birkaç habitat doğa koruması açısından ulusal hatta uluslararası olarak yüksek öneme sahiptir.

Karadeniz kıyısı bıyunca olan kumullar

Longoz ormanlarını oluşturan sulak alanlar ve kamış-saçaklı kıyı lagünleri

Istranca Dağları’ nın kuzey yamaçlarında nemli Trakya-Euxine ormanları

Orta Avrupa steplerinin tipik özelliklerini sergileyen fundalık ve kuru kalkerli otlak fragmanları  

İğneada Longoz Ormanı 2007’de doğal park olarak gösterildiği bilinen ve araştırmadaki diğer 11 sıcak bölgenin herhangi birinden daha çok türün varlığını destekleyen Türkiye sınırlarındaki çok önemli bir bitki çeşitliliği merkezidir.  

kasatura saha ziyaretleri için eğitim yeri olarak geliştirilmeli ve özellikle korunmalıdır.   Orman kısmı tipik kumul habitatı özelliği gösterdiğinden eğitim için kullanılmalıdır. Eğitim amaçları doğrultusunda bitkiler isimlendirilmeli ve afişlendirilmelidir.   

Kalkerli mostra açık alanı ve eski yaprak döken orman özelliğindeki Mahya dağı ve balaban (Velika) Nehri yakınlarındaki sıcak bölgeler, Taxus baccata ormanı, tekkaya ve dupnisa mağarası yönetimin tarafından tek bir koruma alanı olarak düşünülmeyi hak etmektedir.

Karayol kenarları boyunca mevcut herbisit kullanımı yol kenrarında oluşan geçici göletlerdeki nüfusu meydana getiren birçok tür için potansiyel anlamda ciddi bir tehdittir. Bu türler Türkiyede sporadik (periyodik) yayılan ve Çukurpınar Üsküp karayolu lenarı bouyunca oluşan balkan ve kuzey batı karadeniz endemik türü olan Verbascum purpureum (Bern sözleşmesi kapsamında koruma altına alınan), Cirsium candelabrum (bölgede bu türler için bilinen tek yer), and Cardamine penzesii türlerini içermektedir.

Dereköy ve civarı ile ilgili önemli tehditler ve diğer konular aşağıdaki gibidir:

Büyük baş Hayvan çiftlik  yetiştiriciliği dahil özellikle dere kenarlarındaki pek çok tarımsal faaliyet bitki örtüsü ve florasını etkilemektedir. Kapaklı  köyü yakınındaki taşocakları da bölgeye ciddi bir tehdittir.

Dereköy ve Bulgaristan sınırı arasındaki otoyol inşa faaliyetlerinden ciddi hasar meydana gelmiştir. Allium moschatun gibi türlerin habitatları ne yazık ki yok olmuştur. Ayrıca İstanbul’u Bulgaristan’a bağlamak için planlanan büyük otoyol projesi kayın ormanları için özelliklede bu bölge koruma statüsünde olmadığından ciddi tehlike olacaktır. ( not projenin detayları henüz belirlenmemiştir).

 Yol kenarları bakım ve tamirin parçası olarak kesildiği ve yol kenarlarında ot büyümesini önlemek için herbisitler kullanıldığı gözlenmiştir. Bu herbisitler ayrıca yol kenarlarındaki geçici göletlerde yaşayan türleri de tehlikeye sokmaktadır. Örneğin, Verbascum purpureum (tehdit altında Avrupalı bir tür )   Cardamine  penzesii ( bir balkan ve kuzey-batı Karadeniz endemik türü) çukurpınar- üsküp otoyolu kenarında ortaya çıkmaktadır ve bu türler herbisitler ile daha da tehlikeye girmektedir. Sonuç olarak bu sıcak bölgeler de herbisitler kullanılmamalıdır.

Araştırma 2013 Temmuz ortasında başlamıştır. Bu sınırlı alan Istranca-Yıldız Dağları’nın diğer kısmındaki tehdit altında olan türlerin genetik çeşitlilik kaynağı olduğundan özellikle Bulgaristan ile olan uluslararası sınırda araştırmayı diğer mevsimlere genişletmek  acil ve önemlidir.   

Olumsuz sağlık koşulları ve çevresel etkileri nedeniyle iklim değişikliğine olumsuz katkıda bulunduğundan kömür yakıtlı enerji santralleri bilimsel dünyada ciddi kaygı uyandırmaktadır. Yerleşmelerle iç içe olan kömür yakıtlı enerji santralleri bunların yakınlarında yaşayan insanların sağlık sorunlarını artırmaktadır.

         

Orman geliştirme önlemleri

Iğneada longozu zengin faunası, florası, biyolojik çeşitliliği, sıradışı güzelliği, iklimi, jeolojisi, farklı ekolojik değerlerleri, su kaynakları ve Avrupa’daki endemik türlere ve vahşi hayvanlara ev sahipliği yapması nedeniyle dünyada nadir görülen yerlerden biridir.

Araştırma ve incelemenin sonucu olarak, bazı önemli noktalar aşağıda belirtilmiştir.

Longoz ormanlarının dünya doğal mirası olarak UNESCO ya önerilmesi

Sulak alanlar sözleşmesi hakkında RAMSAR Kongresine dâhil edilmelidir.

Longoz ormanları GEF II projesii bakanlar kurulunca onaylanmalıdır.

Istranca dağları biyosfer projesi UNESCO’ ya, Biyosfer sitesi ya da aday adaylığı belgesine teslim edilmelidir.

Istranca dağları natura 2000 kuş göç yolları ölçütü adaylık dosyası için hazırlanmalıdır.

Longoz ormanlarına Doğal koruma alanları statüsü verilmelidir.

Kuş göç yolları üzerinde olduğundan ıstrancalarda rüzgâr enerji santralleri kurulmamalıdır.

Istrancadaki vahşi yaşam koruma alanlarına statü kazandırmak

Anıt ağaçlara statü kazandırmak

Diş budak ağacı envanteri alınmalı ve anıtsallaştırılmalı

Hala varlığı devam edem endemik bitki türleri ve vahşi hayvanlar, avrupanın en geniş kuş göç yolu, ekolojik habitatlar vs için koruma alanları oluşturulmalı

Trakyanın ve ıstanblun tek su kaynağı turkiyedeki ıstrancalarda bulunmaktadır. Bu yüzden su kaynaklarını tehdit eden projelere izin verilmemeli ve önlem alınmalıdır.

Kırklareli Istrancası İçin Tehditler

Yetersiz orman alt yapısının sonucu olarak belirli orman alanlarında aşırı kerestecilik

Yasa dışı kerestecilik ve kaçak avcılık riski

Bölgesel planlamada katılım eksikliği

Kurumlar arası iş birliği ve kaynakların eksikliği

Tehdit eden yatırımlar: taş ocakları, iğneada termik veya nükleer enerji santrali projesi

Istrancalar için yatırım planlanan proje tanıtım dosyalarının gerçekçi değerlendirmeler yapılmadan yatırıma başlanılması.

Dayko Vakfının notudur:

2008 ve 2009 da  tamamlanan TR 06 02 16 Yıldız Dağlarında Biyolojik Çeşitliliğin Korunması ve Sürdürülebilir Geliştirilmesi Projesi  Proje ile Yıldız Dağlarından 130.000Ha. bir alanda çalışmalar yürütülmüştür.  Alanda biyosfer rezervi yaklaşımıyla biyolojik çeşitlilik envanterleri yapılmış, sosyal değerlendirmeler gerçekleştirilmiş, alanın  katılımcı bir yaklaşımla yönetim planlaması yapılmış ve proje sahasının biyosfer alan olarak kabul edilmesine yönelik milyonlarca dolara mal olan Biyosfer Alan Adaylık Dosyası   UNESCO MAB Komisyonu tarafından istenen formatta ve içerikte hazırlanmıstır.  Buzul döneminde bile yaşam kaynağı olan Türkiye Istrancası korunması için gereken statüye bir an önce kavuşmalıdır.

Vize Evrencik RES dosyasını hazırlayanlar ve onaylayanlar, Istrancalar’dan Ege Denizinin görünmediği bilmelidirler, Turizme açık tek mağaramız, Dupnisa Mağarası üzerine Mermer ocağı ruhsatı verilmesi, Kuş göç yollarının doğru gösterildiği, Karadenizin en önemli balık üreme alanı olan, deniz çayırlarının bulunduğu limanköye kömür boşaltma, çimento yükleme  dolgu alanının  olmadığı, Gelecek nesillerin yaşam kaynağı olan yeraltı su besleme alanları üzerinde madencilik faaliyetinin yapılamadığı,  Orman ortasında çimento fabrikasının olmadığı,  Temiz su kaynaklarının haycan çiftliklerince kirletilmediği, Demirköy bakır maden sahası için verilen fauna raporunun Istrancalara değil de, bir başka bölgeye ait olduğu, Sülünlerin doğal ortamında yaşadığı pazarlı köyüne kil ocağı işletmesine izin verilmediği,  kapasite artışı adı altında yüz kat üretim talep edilmediği , Çukurpınar köyünde ki ceneviz kalesi ve köyün içme suyu kaynakları üzerinde madencilik faaliyetine izin verilmediği,  Trakya’da sadece 5 koloni kalan küçük kerkenezin yaşam alanınan binlerce dekar kum ocağı izni verilmediği ,

Kararları ve kararlılığı görmek istiyoruz.

Demirköye yapılan yolun yarattığı tahribatın etkileri heyelan olarak devam ediyor,  Armağan köyü ve Kırklareli İçme suyu kaynakları üzerinde ki patlamalı kalker ocağının, Ülke topraklarının sadece %3 ü olan trakya topraklarında yapılması planlanan birçok  Termik ve Doğalgaz enerji santralının, Istranca derelerinin İstanbul ve Çerkezköy bölgesine taşınmasının,  sıfır noktasında ki Çağlayık köyün de ki ormanlar üretim alanı(Sunta Fabrikalarına ağaç kesiliyor) iken, sınır taşının bir kaç metre ötesi Bulgaristan Sarmaşık köyü, biyosfer rezer alanı olarak koruma alanıdır. Bu da yetmezmiş gibi Çağlayık köyünün yerleşim alanı bile madencilik için ruhsat alanı içerisinde kalmaktadır.

Trakyanın ilk başkenti ve Türkiye’de ki 9 sakin şehirden birisi olan Vize ilçesi taş ve maden ocakları ile kuşatılmış, ilçe merkezinin yanı sıra köyleri, tarım alanları ve ormanları da vahşi madencilik ruhsat alanlarında kalmaktadır. Planlanan faaliyetler sosyal ve doğal yaşamı yok etmeden,

Doğal ve kültürel varlıkların sahibinin gelecek nesiller olduğunu, bize emanet edildiğini, doğayla savaşmanın gelecek ile savaşmak olduğunu anlayan, vicdanlarının sesini dinleyen seçilmiş ve atanmışların,  hiç bir maddi beklentisi olmayan, siyasi ikbal peşinde koşmayan , yaşamı savunan gönüllülere kulak verip, ortak çalışmalar yürütmesini bekliyoruz.

Çünkü yasalarımız da bunu hükmediyor. 2872 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin (e) bendinde, çevre politikalarının oluşmasında katılım hakkının esas olduğu, Bakanlık ve yerel yönetimlerin, meslek odaları, birlikler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların çevre hakkını kullanacakları katılım ortamını yaratmakla yükümlü oldukları vurgulanmaktadır.

Tüm mesaimiz, Gelecek nesillere, yaşanabilir bir gelecek bırakmak  içindir.

 

                                                                                                                             Göksal ÇİDEM

                                                                                                                             DAYKO KIRKLARELİ İL TEMSİLCİSİ

 

 

 

 

Yazdır Paylaş
ETİKETLER :
Diğer Haberler
hurfikir.com.tr’da yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Hürfikir Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Tasarım by Webdestek